Fecir | Konular | Kitaplar

İslam Dini'nin Hükümleri

İslam Dini

İslam Dini'nin
Hükümleri

İslam Dininin hükümleri dört kısımdır.

1) İman (İtikadi hükümler):
İnsanın dinde kabul etmesi ve reddetmesi gereken hususlarla ilgili hükümlerdir.
İnsana neleri kabul etmesi, neleri reddetmesi gerektiğini bu hükümler öğretir.
İnsan, iman esaslarına inanmakla manevi gıdasını almış, kalbini yanlış
inançlardan temizleyerek gerçek değerini kazanmış olur.

2) Amel:
Amel, insanların yaptığı işlerdir. Yapılması veya yapılmaması gereken
fiillerdir. Hangi amellerin, hangi şartlarla nasıl yapılacağını ve nasıl sahih
olacağını açıklayan hükümlere amelî hükümler denir. Dua etmek, zekat vermek,
cihad etmek, ilim tahsil etmek gibi.

3) Ahlak:
Hal ve hareketleri, davranışları, İslamî ve insanî ilişkileri açıklayan
hükümlere denir. Ahlakın güzelleşmesine ve vicdanın terbiyesine ait bulunan
hükümlerdir. Kötü söz ve yalan söylememe, kendisi için istediğini başkası için
de isteme... gibi.

4) Hukuk (Muamelât, Ukubat):
İman, ahlak ve şahsî amel gibi konuların dışında kalan, özellikle devlet
yönetimini, toplum idaresini ve ekonomik durumları içeren konuları, evlenme,
boşanma, miras dağıtımı, ticari ve siyasi işleri, kısaca İslam devletinin kanun
ve kurallarını belirleyen bütün hükümlerdir.

Bu dört hüküm (iman, amel, ahlak, hukuk) İslam
dininin bir bütün ve homojen bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Böyle
olmasına rağmen, özellikle yirminci yüzyıl müslümanları hukukla (muamelatla)
ilgili hükümleri terk ettikleri veya terk ettirildikleri için İslam'ın bütünlüğü
hayata yansıyamamıştır. İslam bütün olarak yaşanamamaktadır. Bunun sonucu
olarak, imanî konular saptırılmış, ameller (ibadetler) yozlaştırılarak, ruhsuz
ve anlamsız bir şekilde ifa edilen bir gelenek halini almıştır. Yine aynı
şekilde müslüman topluluklar İslam ahlak ve edebini yitirmişlerdir.

Bu dört hüküm parçalanmaz bir bütündür.
Yani birisi olmadığı zaman İslam'ın bütünlüğü bozulduğu gibi; başka herhangi
bir şeyle (düşünceyle, hukukla, dinle) sentezi (karışımı) halinde de bütünlüğü
ve safiyeti bozulur; Ortaya apayrı başka bir din çıkar. İslam sosyalizmi,
Türk-İslam sentezi... gibi. Zaten sentez de ayrı iki şeyin bir araya
getirilmesiyle yepyeni bambaşka bir şeyin oluşması demektir.

İslam, insan hayatının vazgeçilmez de olsa bir
parçası değil; her yönüyle insan hayatının bütünüdür. İslam, insanın günlük
yirmi dört saatini ve doğumdan ölümüne her alandaki her yönünü kapsar ve
belirler. Tuvalet âdâbından devlet yönetimine varıncaya kadar insanın tüm
hayatını kuşatır. İslam, insan hayatının bütünüdür. İnancı, ibadeti, ahlakı ve
hukukuyla bir bütündür. Parçalanmaz veya herhangi bir şeyle sentez yapılamaz.
Atma ve katmaları, hurafe ve bid'atları kabul etmez. Allah tarafından
tamamlanmış eksiksiz bir nizamdır.

[1]


[1]
Ahmet Kalkan, İslam Akaidi 62-63.