Fecir | Konular | Kitaplar

BEDİ'

Yeni Sayfa 1



﴿ اَلْبَدِيعُ ﴾
BEDÎ'



Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:



"Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır (Bedî')."

[1]



Enes b. Malik anlatıyor: Hz. Peygamber bir adamın: "Ey Allah'ım! Hamd yal­nızca
sanadır. Senden başka ilâh yoktur. Sen verdiğin nimetleri başa kakmaz­sın.
Gökleri ve yeri hiçbir örnek edinmeden yaratansın. Sen yücesin, ikram sahibisin.
Senden cenneti istiyor ve cehennemden sana sığınıyorum." şeklinde dua ettiğini
işitince şöyle buyurdu: "Kendisiyle dua edildiğinde kabul eden ve kendisiyle
istendiğinde veren ismiyle, Allah'a dua etmekteydi."[2]



İbn Kesir "Bedî'" ismini, "daha önce bir örneği olmadan yaratan, ortaya
çıka­ran, var eden" olarak açıklar.[3]



Kurtubî ise bu ismi, daha önce bir tanımı, şekli ve modeli olmadan yok­tan var
eden, icat eden olarak açıklamaktadır.[4]



el-Halîmî de, "daha önce hiçbir benzeri olmaksızın bir şeyi yaratan" ola­rak
açıklıyor. Allah Teâlâ bize, kendisinin gökleri ve yeri hiçbir örnek edinme­den
yarattığını haber vermektedir.[5]
Âyette geçen "Bedî'" sözcüğü "Mübdi'" anla­mındadır. Mübdi', "daha önce olmayan
bir şeyi yoktan var eden"dir. Bü­tün varlıklar, cevher ve özler Allah'ın var
etme gücüne (ibda') işaret etmekte­dir. Bu nedenle O, "Bedî'" ve "Mübdi'" olarak
isimlendirilmeyi hak etmekte­dir.[6]



Gazâlî ise bu ismi şöyle açıklar: "Zatında, sıfatlarında ve fiillerinde Allah'a
benzeyen hiçbir varlık olmadığı gibi kaynağı O'na gelip dayanan hiçbir şey de
kendisine benzemez. O, mutlak Bedî' (örneksiz yaratan)'dır."

[7]



Allah'ın hiçbir benzeri ve örneği yoktur. Bedî', örneği olmayan demektir. O,
varlıkları yoktan var edendir. Sanatının şaşırtıcı güzelliklerini ve
üstünlükle­rini, hikmetinin garipliklerini ortaya koyan O'dur.[8]



 



* * *

 




[1]
    Bakara,

117;
En'am,

101.




[2]
    Tirmizî,

3544;
Ebû Davud,

1495.
Hadis, sahihtir.





[3]
    Tefsiru ibn Kesir,

3/223.






[4]
    Kurtubî, "et-Tefsir",

1/580.






[5]
    Bkz. Bakara,

117;
En'am,

101.






[6]
    Beyhakî, a.g.e., s.

23-24.






[7]
    Gazâlî, a.g.e., s.

106.






[8]
    Râzî, a.g.e., s.

335-336.