Fecir | Konular | Kitaplar

Allah'ın Kullara Verdiği Rızık

Allah



Allah'ın Kullara Verdiği Rızık



Allah'ın, kullarına verdiği rızık genel ve özel olmak üzere iki türlüdür:



1-
Genel rızık:
Varlıklarını devam ettirebilmeleri ve yaşayabilmeleri için bütün varlıklara
ihtiyaç duydukları şeyleri vermesidir. Böylece rızkı onlara kolaylaştırır,
bedenlerini bir düzene sokar ve büyük küçük her organa ihtiyaç duyduğu azığı
ulaştırır. Allah'ın bu düzeni, iyi ve kötü, inanan ve inkar eden her insan, cin,
melek ve bütün canlılar için geçerlidir. Rızık, mükellefler için bir başka
açından da genel anlam taşır. Mükellefler ihtiyaç duydukları rızıkları helâl
yoldan elde ederlerse, bunda bir günah yoktur. Ancak haram yoldan kazanırlarsa,
günaha girer ve yaptıklarından hesaba çekilirler. Fakat her iki durumda da elde
edilen şey, rızık olarak adlandırılır ve bu itibarla nimet sayılır. "Allah ona
rızık verdi" denilince bu, mutlak rızık anlamındadır. Helal veya haram yoldan
elde edilmiş olması fark etmez.



2-



Özel rızık:
Bu, dünya ve âhirette yararı devam eden rızıktır. Hz. Peygamber'in kastettiği ve
açıkladığı rızık işte budur. Bu rızık türü de iki çeşittir:



a- Kalplerin rızkı:
Kalplerin rızkı, ilim, iman ve bunlara bağlı gerçeklerdir. Her kalp gerçeği
bilmek ister ve buna son derece muhtaçtır. Bunun için yalnız Allah'ı ilâh olarak
kabul eder ve sadece O'na ibadet eder. Böylece gönül zenginliğine kavuşur ve
ihtiyaçları giderilir.[1]



Kuşeyrî, bu tür rızık hakkında der ki: "Kalplerin rızkı işte budur: İlâhî
ma­rifet ve bilgiler. Bu bilgiler, temiz ve kirli olmak üzere iki türlüdür.
Temiz bil­giler, melekler vasıtasıyla kalplere giren bilgilerdir. Kirli bilgiler
ise, şeytanlar vasıtasıyla kalbe giren bilgilerdir. Yüce Allah zâhirî rızıkları
dilediği kimselere az veya çok verir, sonra da bunu tamamen keserek, onları
öldürür. İşte kalple­rin rızkı da aynen böyledir. Allah kimilerine öyle bol ilim
verir ki, bu ilmin nuru yeryüzüne dağıtılacak olsa bütün yeryüzünü aydınlatır.
Kimisine sadece kendisine yetecek kadar ilim verir, kimse onun ilminden
yararlanamaz. Kimi­sine de hiç ilim vermez ve öylece yaşayıp ölür. Hayvanlarla
arasında hiçbir fark olmaz.[2]



b- Bedenlerin rızkı:
Sahibine bir sorumluluk ve günah yüklemeyen he­lal rızıktır. Mü'minlerin
Allah'tan istedikleri ve sadece kendilerine has olan rızık, bu iki rızık türünü
de kapsar. Bu yüzden mü'min kul, kendisine rızık vermesi için Rabb'ine dua
ettiğinde bu iki tür rızkı kastetmelidir. "Ey Allah'ım! Beni rızıklandır"
dediğinde bunun anlamı şudur: "Ey Allah'ım! Kalbimi ilim, hidayet, marifet,
bütün salih amelleri kapsayan iman ve güzel ahlâkla; bede­nimi de, zorluk,
sıkıntı ve yorucu olmayan rahat helâl rızıkla rızıklandır."[3]

 




[1]
    el-Hakku'l-vâdihu'l-mübîn, s.

85-86;
el-Herrâs, "Şerhu'n-nûniyye",

2/108.






[2]
    Kurtubî, a.g.e.,

1/279.






[3]
    el-Hakku'l-vâdihu'l-mübîn, s.

85-86;
el-Herrâs, "Şerhu'n-nûniyye",

2/108.