Fecir | Konular | Kitaplar

ŞEDİDÜ'L-BATŞ-ELİMU'L-AHZ

Yeni Sayfa 1



﴿



اَلشَّدِيدُ الْبَطْشِ – َاْلأَلِيمُ اْلأَخْذِ ﴾



ŞEDÎDU'L-BATŞ - ELÎMU'L-AHZ



Her iki sıfatta Kur'an'da şöyle geçmektedir:



"Doğrusu, Rabb'inin ‘zorlu yakalayışı' şiddetlidir."[1]



"Gerçekten O'nun yakalaması pek acıklı, pek şiddetlidir."[2]



Batş, hızlı, sert ve şiddetle yakalama demektir. Bu anlam Kur'an'da şöyle ifade
edilir: "Büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, elbette biz intikam
ala­cağız."[3]



Hasan ve İkrime bu âyeti tefsir ederken, bu yakalamanın kıyamet günü
gerçekleşeceğini söylemektedirler. İbn Abbas ve İbn Mes'ûd ise, bunun Bedir günü
gerçekleştiğini söylerler. Bu görüşlerini âyetin hemen akabinde gelen "İntikam
alacağız" cümlesine dayandırırlar. Elîmu'l-ahz (acı yaka­lama) böyledir. Hz.
Peygamber bir hadislerinde: "Allah zalime süre tanır. Öyle ki, onu yakaladığında
bir daha bırakmaz" buyurur[4]
ve şu âyeti okur: "Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca, böyle
yakalar; Gerçekten O'­nun yakalayıvermesi pek acıklı, pek şiddetlidir."[5]
Yani Allah'ın yakalaması pek acıklı ve cezalandırması pek şiddetlidir. Yüce
Allah, Hud (a.s.)'ın diliyle kendisini "âhiz" (yakalayan, tutan) olarak
nitelemiş ve şöyle buyurmuştur: "Ben gerçekten, benim de Rabb'im, sizin de
Rabb'iniz olan Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp denetlemediği
hiç bir canlı yoktur."[6]
"Âhiz", yakalama ve tutma anlamına da gelen "ahaze" kök fiilinden türetilmiş ism-i
faildir. Bu isim, Allah'ın güç ve kuvvetinden kaynaklanan fiilî sıfatlar
arasında yer alır. Allah her varlığı her yönden yakalama gücüne sahiptir. Zira "O'nun,
alnından yakalayıp denetlemediği hiç bir canlı yoktur."[7]
Yani her şey Allah'ın mülkünde ve kabzasındadır. Bir başka âyette Allah Teâlâ
şöyle buyurur: "Hani Rabb'in, Âdemoğullarının sırtlarından zürriyetlerini
almış ve onları kendi nefislerine karşı şahitler kılmıştı…"[8]
Yani Allah, insanoğlunu yoktan var etti ve onları kendi mülkü ve kabzasına aldı.



Tevbe sûresinde "Sadakaları da alır."[9]
âyetinde geçen "ye'hüzü" (alır) fi­ili, mülkünde ve kabzasında böyle şeylerin
gerçekleşmesi nedeniyle verilen­leri hoşnutluk ve rızasıyla kabul etmek
anlamındadır.



"Allah, kasabaların zalim halkını yakalayınca, böyle yakalar; Gerçekten O'nun
yakalayıvermesi pek acıklı, pek şiddetlidir."[10]
âyetinde geçen "ahz" sözcüğü ise, intikam ve cezalandırmayı ifade etmektedir. Hz.
Peygamber'in bu âyeti açıklayan hadisini konunun başında belirtmiştik. Diğer
âyetlerde geçen "ahz" sözcüklerini de buna göre kıyas et. Bu örnekler oldukça
çoktur.[11]



 



* * *



 

 




[1]
    Buruc,

12.






[2]
    Hud,

102.






[3]
    Duhan,

16.






[4]
    Buhârî,

4686;
Müslim,

2583.






[5]
    Hud,

102.






[6]
    Hud,

56.






[7]
    Hud,

56.






[8]
    A'raf,

172.






[9]
    Tevbe,

104.






[10]
   Hud,

102.






[11]
   Kurtubî, a.g.e.,

1/492.