Fecir | Konular | Kitaplar

AZİZ

Yeni Sayfa 1



﴿



اَلْعَزِيزُ ﴾
AZÎZ



Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir."[1]



el-Hattâbî der ki: "Azîz, mağlup edilemeyen güçlü demektir. İzzet, gali­biyet ve
üstünlük, şiddet ve kuvvet, yücelik ve ululuk gibi anlamlara da gelir. Buna göre
Azîz, gücüne erişilmeyen, güçlülükte eşi ve benzeri olmayan­dır."[2]



İbn Kayyim ise şunları söyler: "Azîz, dilediğine karar veren ve uygula­yandır.
O, izzetinin eksiksiz ve mükemmel oluşuyla kullarına hükmeden ve bu hükmü onlar
üzerinde icra edendir. Allah kulların kalplerini ve iradelerini dilediği yöne
çevirendir. O dilerse kul ile kalbi arasına da girer. Allah dilediği şekilde
kulunu istek ve irade sahibi yapar. Bu, O'nun üstünlük ve izzetinin mükemmel
oluşunu gösterir. Zira Allah'tan başka hiç kimsenin böyle bir şey yapmaya gücü
yetmez. Bir insan ancak kişinin bedeni ve dış görünümü üze­rinde etkili
olabilir. Onu kendi iradesi doğrultusunda istek ve irade sahibi yapması mümkün
değildir. Buna ancak karşı konulamayan mutlak üstünlük sahibi olan Allah
yapabilir."[3]



Gazali ise bu ismi şöyle açıklar: "Azîz, benzeri az bulunan, kendisine şiddetle
muhtaç olunan ve ulaşılması zor olandır. Bu üç anlamı kendinde toplamayan
kimseye Azîz ismi verilmez. Benzeri az bulunan nice kimseler vardır ki kendisine
hiç ihtiyaç duyulmaz. Bu yüzden ona Azîz denilmez. Hatta benzeri bile bulunmayan
ve kendisinden çok yararlanılan birine, eğer ulaşmak kolay ise buna da Azîz
denilmez. Güneş gibi. Güneşin bir benzeri yoktur ve birçok yararı vardır. Ama
kendisine ulaşmak zor olmadığı için Azîz olarak nitelenemez."[4]



Bütün varlıklar her şeyde Allah'ın zatına, sıfatlarına, fiillerine ve bekasına
muhtaçtırlar. Hiçbir kimse O'nun gücüne erişemez. Ama O'nun her şeye gücü yeter.
Akıl, O'nun gücünü anlamaktan, gözler de O'nun azamet ve yü­celiğini müşahede
etmekten acizdir. Hiçbir varlık O'nun nimetlerini sayamaz ve şükrünü eda edemez.
Bütün bu sıfatlar başkası için değil yalnız Allah için geçerlidir. Bu sıfatlar,
O'nun mutlak üstünlük sahibi olduğunu kesin bir şe­kilde ispatlamaktadır.[5]

 




[1]
    İbrahim,

4.






[2]
    Beyhakî, a.g.e., s.

34.






[3]
    İbn Kayyim, "Medâricu's-sâlikîn",

1/205.






[4]
    Gazâlî, a.g.e., s.

47.






[5]
    Râzî, a.g.e., s.

191.