Fecir | Konular | Kitaplar

Bu İsimleri Bilmenin Faydaları

Bu İsimleri Bilmenin Faydaları



Bu İsimleri Bilmenin Faydaları



Her müslüman, mutlak olarak yalnız Allah'ın yaşatan ve öldüren oldu­ğunu bilmeli
ve inanmalıdır. Lanetli Nemrut ve Kaderiye mezhebinin iddia ettiklerine
inanmamalıdır. Allah dostu İbrahim Peygamber Nemrut'a gelip: "Benim Rabb'im,
dirilten ve öldürendir"[1]
deyince, inkarcı Nemrut: "Ben de diriltir ve öldürürüm"[2]
demiş, sonra da zindandan ölüme mahkum edilmiş bir mahkumu çağırtıp serbest
bırakmış, suçu olmayan birini de tutup öldür­müş ve: "İşte bak! Ben de diriltip
öldürdüm" demişti. Oysa Nemrut, bu iddia­sında yanılmıştı. Çünkü O, gerçekte
diriltmemiş ve öldürmemişti. Kendisin­den başka kimselerin de yapabileceği,
insanın iradesine bağlı öldürme ve affetme fiilini işlemişti. Ancak O, gerçek
delili yalanlamak, halkı aldatmak ve zihinlerini bulandırmak için gerçek delilin
karşısına mecazi bir anlamla çık­mıştı. Bunun üzerine Allah dostu İbrahim
peygamber, insanların iradesine bağlı olmayan ve mecaz bir anlam ifade etmeyen
başka bir gerçek delille Nemrut'a karşı çıkmış ve: "Şüphe yok ki, Allah
güneşi doğudan getirir, (hadi) sen de onu batıdan getir…"[3]
deyince inkarcı Nemrut, afallayıp kalmış ve pes olmuştu. Ancak buna rağmen
İbrahim Peygambere inanmamış ve başka gerekçeler uydurmuştu.



İbrahim peygamber, Rabb'ini mecaz ve gerçek anlam ifade eden diriltme ve öldürme
sıfatları ile tanımladığında gerçek anlamı kastediyordu. Ancak Nemrut, buna
mecaz anlamla cevap vererek kavminin zihnini bulandırmıştı. Bunun üzerine
İbrahim Peygamber, bu tartışmayı burada bırakıp kesinlikle mecaz ifade etmeyen,
zihinleri bulandırmayacak başka bir somut örneğe geçti. İşte burada inkarcı
Nemrut afallayıp kaldı ve İbrahim'e hiçbir cevap veremedi. Ona: "Ben de güneşi
doğudan getirebilirim" diyemedi. Çünkü akıl sahibi herkes kendisini yalanlardı.
Nemrut, başka gerekçeler ileri sürerek İbrahim Peygamberin ateşe atılmasını
emretti. Ancak Allah, İbrahim Peygam­beri ateşte yanmaktan korudu. Zorbaların
adeti işte böyledir. Bir şeyden yüz çevirdiklerinde ve delil getirmekte acze
düştüklerinde, hemen cezalandırma yolunu tercih ederler.[4]



 
* * *

 




[1]
     Bakara,

258.






[2]
     Bakara,

258.




[3]
     Bakara,

258.




[4]
     Kurtubî, a.g.e.,

1/


384-385.