Fecir | Konular | Kitaplar

YÜCE ALLAH'IN EN GÜZEL İSİMLERİNİN ASILLARI

YÜCE ALLAH

YÜCE ALLAH'IN
EN GÜZEL İSİMLERİNİN ASILLARI

Muhakkak ki insanın kemali ve saadeti yaratıcısını tanımakla, yaratıcısının
isimlerini ve sıfatlarını tanımakla ve yaratıcısına ulaştıran yolu tanımakla
tamam olur.

Ve bunların hepsini Fâtiha sûresi içerip en mükemmel intizam ile derleyip
toplamıştır.

Muhakkak ki Allahu Teâlâ'nın

"Hamd, âlemlerin Rabb'i, Rahmân, Rahîm ve Din günün sahibi olan Allah'a
mahsustur"
(Fâtiha,

1/1-4)
sözü, birinci aslı içermektedir. O da Rabb Teâlâ'yı, isimlerini, sıfatlarını ve
fiillerini tanımaktır. Bu surede zikredilen isimler Esmâu'l-Hüsnâ'nın
asıllarıdır.

Allah,
ismi celâldir ve Ulûhiyet sıfatlarını içerir.

Rabb
ismi Rubûbiyet sıfatlarını içerir.

Rahmân

ismi Berr[1],
ihsân ve cömertlik sıfatlarını içerir. Ve isimlerinin manaları bunun etrafında
dönüp dolaşır.

"Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz"
(Fâtiha,

1/5)
sözü, O'na ulaşacak yolu tanımayı içerir. O'na ulaşacak yol ise ancak ve ancak
O'nun sevdiği ve razı olduğu ile O'na ibadet etmektir. Ve O'nun yardımı kulun
ibadeti üzerinedir.

"Bizi dosdoğru yola ilet"
(Fâtiha,

1/6)
sözü, kulu saadete ulaştıracak yolun ancak onun sıratı mustakîm üzere istikamet
sahibi olmasıyla mümkün olacağını, istikamet sahibi olmanın yolunun ise sadece
Rabb'inin kendisine hidayet etmesiyle olacağını açıklamayı içerir. Kulun
ibadetine giden yolun ancak ve ancak Rabb'inin yardımı ile olduğu gibi kulun
istikametine giden yolda ancak Rabb'inin hidâyeti iledir

"Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil"
(Fâtiha,

1/7)
sözü, sıratı müstakimden sapan iki gurubu açıklamayı içerir. Bu iki guruptan
birincisinin, ilmi ve itikadı bozan bir sapıklığa meyletmek olduğunu ve
diğerinin ise doğru yolu ve ameli bozmak sûretiyle gazaba yönelmek olduğunu
açıklar.

Surenin evvelinde rahmet, ortasında hidayet ve sonunda nimet vardır. Kulun
nimetten nasibi hidâyetten nasibi kadar, hidâyetten nasibi ise rahmetten nasibi
kadardır.[2]Ve
bütün işler O'nun nimetine ve rahmetine döner.

Nimet ve rahmet, rububiyyetin gerekli kıldığı şeylerdendir. O (c.c.) ancak
Rahim'dir[3]
ve nimet ihsan edendir. İşte bu O'nun ilahlığının gerektirdiklerindendir. Her ne
kadar inkar ediciler inkar etse de müşrikler Ondan sapsa da O Hakk[4]
olan ilahtır.

Kim Fâtiha sûresinin manalarının hakikatini ilmen, marifeten, amelen ve
keyfiyeten bilirse elbette O (c.c.)'nun kemalinden ihsan edilen daha bol bir
nasibe ulaşır ve kulluğu ibadet eden avam halkın derecesinden daha yüksek halis
bir kulluk olur. Allah (c.c.), kendisinden yardım talep edilendir.[5]



[1]
el-Berr: Kullarına karşı iyiliği bol olan. (ç.)



[2]
Yazar yedinci âyetin baş tarafını galiba tüm müslümanlar bildiği için
zikretmedi. (ç.)


[3]
er-Rahim: Esirgeyen, bağışlayan, engin merhamet sahibi, dünyada
kendisine inanıp emirlerini yerine getirenleri ahirette ebedi nimetlerle
mükafatlandıracak olan. (ç.)



[4]
el-Hakk: Fiilen var olan, mevcudiyet ve ulûhiyyeti gerçek olan. (ç.)



[5]
Fevâid, s.

19-20