Fecir | Konular | Kitaplar

Sadaka Hususundaki Hassâsiyeti

Sadaka Hususundaki Hassâsiyeti



Sadaka Hususundaki Hassâsiyeti:



 

"Akşam yatmış, fakat sabaha kadar dönüp durmuş,
bir türlü uyuyamamıştı. Sağına dönüyor, soluna dönüyor, "uf"layıp duruyordu.
Sabah, hanımı sordu: "Yâ Rasûlallah, bu gece rahatsız mıydınız? Çok ıstırap
çektiniz." Allah Rasûlü'nün cevabı şu oldu: "Yatağımı hazırlarken, yere
düşmüş bir hurma buldum. Onu ağzıma koydum. Fakat sonra aklıma geldi ki, bizim
evde sadaka ve zekât hurmaları da bulunuyor. Ya bu hurma, onlardan ise! İşte
sabaha kadar bunu düşündüm, bunun ıstırâbıyla sağa sola dönüp durdum. Bir türlü
gözüme uyku girmedi." (Ahmed bin Hanbel, II/193)

Sadaka ve zekât O'na haramdı. Ancak bu hurma,
kendine ait hediye hurmalardan da olabilirdi. Hatta bu ihtimal, diğer ihtimalden
daha kuvvetliydi. Çünkü O'nun hânesinde, sadaka veya zekât malları gecelemez,
geldiği gibi dağıtılırdı. Şüphenin en küçüğüne karşı böyle davranan ve hayatını
hep böyle hassâsiyet içinde geçiren bir insanın, kesin haram olan bir işe
yanaşması mümkün müdür? O, en küçük ve şüpheli bir şeyle dahi, ruh dünyasını
kirletmeme konusunda fevkalâde hassastı. Böyle bir irâde, nasıl olur da kesin
bir günah karşısında gevşerdi? Hayır, O hiçbir günah karşısında gevşemedi ve
ruhunda hiçbir günaha yol vermedi. Ruhu ve irâdesi her zaman nezîhti,
tertemizdi, öyle yaşadı ve Refîk-i a'lâya da öyle yükseldi.