Fecir | Konular | Kitaplar

3) İnsanlar Birbirlerine Muhtaçtırlar

3

3) İnsanlar Birbirlerine
Muhtaçtırlar:


İnsanları diğer canlılardan ayıran
hususiyetlerden biri de hemcinsine olan ihtiyacıdır. Hayvanlar da şüphesiz
hemcinslerine ihtiyaç duyarlar ama bu, insanlarınki kadar çok yönlü ve zaruri
değildir. Tabiatı icabı medenî bir hayat yaşamak zorunda olan insanın
ihtiyaçları çoktur ve bunların hepsini tek başına kendisi karşılayamaz.
Başkalarına olan ihtiyaç, iktisadî hayatta, rızıkların farklılığı şeklinde
kendini ortaya koyar. Çalışmanın ve iktisadî gelişmenin, binnetice medenî ve
teknik terakkinin de sebep ve zembereği olan bu ekonomik farklılık ve ihtiyaç
durumudur ki, cemiyette işbölümünü ortaya çıkarmakta, kimini terzi, kimini
ayakkabıcı, dülger, bakkal, taksici, pilot, amir, memur, patron, işçi, asker,
komutan vs. yapmaktadır. Bakkal dükkanını işleten bakkal, mesleğini icra için
müşterilerine hizmet ederken kazandığı parayla ayakkabıcı, terzi, taksici gibi
pek çok meslek sahibini çalıştırmakta, istihdam etmektedir. Hz. Peygamber'in,
"İnsanların efendisi insanlara hizmet sunandır" sözünün ışığında değerlendirecek
olursak herkesin fevkinde yer alan devlet reisliği bile "herkese hizmet"
sunan bir vazife olarak değerlendirilebilir. Medenî hayatın devamı bu işbölümü
olmaksızın düşünülemeyeceğinden, bazı mütefekkirler, çok haklı olarak, insanlık
için, en büyük felaketin, fertler arasındaki her çeşit farklılığın kaldırılıp
mutlak eşitliğin sağlanacağı günde geleceğini söylemişlerdir. Kur'ân-ı Kerim,
konumuz açısından son derece ehemmiyetli olan bir âyette, bu karşılıklı ihtiyaç
durumuna parmak basarak, rızıkların farklı kılınmasındaki hikmeti belirtir:
"İşbölümü ile birbirleri için çalışmak..."

"Rabbinin rahmetini onlar mı
taksim edip paylaştırıyorlar. Dünya hayatında onların geçimlerini aralarında
biz taksim ettik. Birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle
üstün kıldık" (43/Zuhruf,
32).

Âyette geçen "iş gördürme"
tâbiri asıl konumuz olan "meslekî formasyon" meselesi açısından büyük ehemmiyet
taşır. Zira, gördürülen işler belli bir mesleği ilgilendirir. İnsanların,
birbirlerinin işini görebilmesi için o işlerde yetişmesi gerekir. Her işi bilen
veya hiçbir işi bilmeyen insanlardan müteşekkil bir cemiyet düşünülemez. Vasıflı
mahareti en az isteyen "amelelik" ve "hamallık" bile belli bir tecrübe ve
formasyon ister. Şu halde, birbirlerine iş gördürme esasına dayandırılan helâl
rızık temini için, yeni yetişen nesillerin "iş görebilir" vasıfta olması
şarttır. Bu da meslekî formasyonu gerektirir.