Fecir | Konular | Kitaplar

FELÂH ..

FELÂH



FELÂH
 
Gâyeye ulaşmak,
durumun iyi olması, baka (kalış), kurtuluş, yarmak, açmak gibi anlamlara gelen
bir terim. Ezanda geçen "HAYYE 'ALE'L FELAH" kurtuluşa yönelim anlamındadır.
Aynı kökten gelen İFLÂH, bir şeyi elde etmek, arzu edilen şeye ulaşmak,
çalışmada başanlı olmak, isabet kaydetmek gibi anlamlar ifade eder.
İflâh
masdarından türetilen değişik kipler Kur'an-ı Kerîm'de kırk yerde geçer.
Kur'an-ı Kerîm, Allah'a iftira edenlerin, kâfirlerin, zâlimlerin, mücrimlerin,
sihirbazların felâha kavuşmayacaklarını beyân eder (el-En'âm, 6/21, 131; Yunus,
10/77; Yusuf, 12/23; Taha, 20/69; el-Müminun, 23/117; el-Kasas, 28/37, 82;
Yunus, 10/69; en-Nahl, 16/116). Buna karşılık Kur'an-ı Kerîm, müminlerin,
namazlarını huşû ile kılanların, sabırlı olanların, takva sahibi kimselerin
cimrilikten sakınanların nefislerini tezkiye edenlerin, Allah yolunda cihâd
edenlerin, tövbe edenlerin, Allah teâlayı samimiyetle ananların, felaha
kurtuluşa ereceklerini de açıklar (el-Mü'minun, 23/1, el-A'lâ, 87/14, eş-Şems,
91/9, el-Bakara, 2/189, el-Maide, 5/100, el-Hacc, 22/77, el-Cum'a, 62/10,
el-Nasr, 59/9, et-Teğabün, 64/16).
Zemahşerî,
el-Bakara suresinin beşinci ayetinde geçen "MÜFLİHUN" kelimesini açıklarken
şöyle der: "Müflih, gâyesine ulaşan kişi demektir. Sanki bu kişi için bütün
basan yollan açılmış ve önünde hiçbir engel kalmamıştır. Müflic kelimesi de
Müflih kelimesi gibi olup, aynı manayı ifade eder. Bu harflerden, yani FA-LÂMHA
ve FA-LAM-CİM harflerinden meydana gelen kelime yarmak ve açmak manalârınâ
delâlet eder" (Zemahşerî, el-Keşşâf, I, 28).
Hâttâ "FA" ile
" 'AYN" yani fiil'lin veya ismin ilk iki harfınde bu terkibe (kelimeye) benzeyen
FELEKE, FELEZE gibi kelimeler de yarmaya ve açmaya delâlet ederler. (Beydâvı,
Envârü't-Tenzîl ve Esrâru't-Te'vil, İstanbul 1282/1865, I, 105).
Demek ki, felâh
ve bu kökten gelen İflâh ve bunların türevlerinde yarmak ve açmak manaları
mevcuttur. Felâha eren kişi bir çeşit zafer ve başan yollarını yarıyor, gâyeye
giden yol âdeta ona açılıyor demektir.

Abdülbaki TURAN