Fecir | Konular | Kitaplar

c) Yakın Zafer (Fethun Karîb)

c



c) Yakın Zafer (Fethun Karîb):



 

Allah, Peygambere bağlılığını kanıtlayan ve
pekiştiren mü'minlere, yakın bir zafer (fethun karîb) vaad etmiştir: "Andolsun
ki Allah mü'minlerden, ağaç altında sana beyat ederken râzı olmuştur.
Gönüllerinde olanı da bilmiş, onlara güvenlik (sekînet/ iç huzuru) bahşetmiş,
yakında gerçekleşecek bir zafer (fethun karîb) ve ele geçirecekleri bol
ganîmetlerle ödüllendirmiştir. Allah, güçlü ve hakîmdir/bilgedir."
(48/Fetih, 18-19). Birçok müfessir, bu zaferin, Hudeybiye Antlaşmasından birkaç
ay sonra meydana gelen Hayber'in fethiyle bağlantılı olduğunu belirtir. Ama
aslında burada kastedilen anlamın daha geniş olması kuvvetle muhtemeldir; yani
hicrî 8. yılda Mekke'nin kansız bir şekilde fethedilmesi, İslâm'ın bütün Arap
Yarımadası'nda üstünlük sağlaması ve nihâyet, Hz. Peygamber'in halifeleri
döneminde İslâm birliğinin olağanüstü genişlemesi (Muhammed Esed, a.g.e., c. 3,
s. 1048 -22-)

"... Allah, sizin bilmediğinizi bilir. Size,
bundan başka, yakın zamanda bir fetih verecektir."
(48/Fetih, 27). Buradaki fetih de, yukarıdaki
âyette yer alanla bağlantılıdır.

Fetih, Allah yolundaki harcamaların erdemlilik
ayracıdır; "Göklerin ve yerin mirasçısı Allah olduğu halde, Allah yolunda
niçin infak edip sarfetmiyorsunuz? İçinizden fetihten önce infak eden ve savaşan
kimseler, daha sonra sarfedip savaşan kimselerle bir değildir, berikiler daha
üstün derecededirler. Allah, hepsine en güzeli (cenneti) vaad etmiştir. Allah,
işlediklerinizden haberdardır." (57/Hadîd, 10). Buradaki fetih,
müslümanların hâlâ zayıf ve geleceklerinin belirsiz olduğu bir zamanda,
Mekke'nin hicrî 8. yıldaki fethi olarak yorumlanmıştır. Ancak, daha geniş bir
çerçevede düşünülerek, "zor ve sıkıntılı zamanlar" olarak anlaşılması daha uygun
görünüyor.

"Ey iman edenler! Sizi can yakıcı bir azaptan
kurtaracak kazançlı bir ticâreti/yolu göstereyim mi? Allah'a ve Peygamberine
iman edersiniz. Allah yolunda, mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz.
Bilseniz bu, sizin için, en iyi yoldur. Böyle yaparsanız, Allah günahlarınızı
bağışlar. Sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş
yerlere koyar. Büyük kurtuluş işte budur. Bundan başka, sevdiğiniz bir şey daha
var: Allah katından bir yardım ve yakın bir zafer (nasrun minallah ve fethun
karîb). İman edenleri müjdele. Ey iman edenler! Allah'ın dininin yardımcıları
olun..." (61/Saff, 10-13).
Müfessirler, bu zafer vaadini, müslümanların savaşla gelen fetihlerinin bir
öngörüsü olarak değerlendirirler. Ama bunun, Kur'an mesajının mânevî zaferini ve
daha önce onu anlamamış olanlar arasında hızla yayılmasını kastettiği ihtimali
daha kuvvetlidir (Muhammed Esed, a.g.e. c. 3, s. 1145 -13-).