Fecir | Konular | Kitaplar

Fitne Çıkartmak ve Kuran'daki Karşılığı

Fitne Çıkartmak ve Kuran



Fitne Çıkartmak ve Kuran'daki Karşılığı:
 
Allah fitneyi
Bakara Suresi'nin 191. ve 217. ayetlerindeki "fitne öldürmekten beterdir"
ifadesiyle insan öldürmekten daha büyük bir suç olarak tanımlar. Dolayısıyla
fitnenin ne denli büyük bir suç olduğunu anlamak için, Kuran'da daha hafif bir
suç denilen "insan öldürmenin" karşılığına bakmak yerinde olur. Ayette şöyle
buyrulmaktadır:
Kim bir mümini
kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere
cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azap
hazırlamıştır. (Nisa Suresi, 93)
Buradaki fitne
doğru yoldan çıkarıcı faaliyetleri içine alır ve daha önce bahsettiğimiz "deneme"
manasından farklı bir kullanıma sahiptir.
Kuran'da "fitne
çıkarıcılar" olarak özellikle münafıklar üzerinde durulmaktadır. Allah ayetlerde
münafıkların, müminleri savaştan alıkoymaya çalışmaktan, elçinin ve müminlerin
ardından gizli planlar kurmaya ve müminleri mücadeleden alıkoyup, gevşekliğe
sürüklemeye kadar birçok fitne arayışı içine gireceklerini bildirmektedir.

Münafıklar
ayetlerin manasını çarpıtacak, işlerine gelene uyup işlerine gelmeyene
uymayacaklardır. Müminlerin ise tavrı tam bir teslimiyetten başkası değildir. Bu
konudaki bir ayette şöyle buyrulmaktadır:
Sana Kitabı
indiren O'dur. O'ndan Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkemdir;
diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar fitne çıkarmak ve
olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun
tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık
tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt
alıp-düşünmez. (Al-i İmran Suresi, 7)
Fitne çıkarmak
münafıkların temel vasıflarından biridir. Zaten münafık kelimesi, nifak yani
ayrılık çıkaran manasındadır. Müminler arasında ayrılık çıkarmak ise fitne
kapsamına giren önemli bir suçtur. Münafıkların müminler arasındaki fitne
çıkarma gayretlerinden bahseden ayetlerden bazıları şöyledir:
Sizinle
birlikte çıksalardı size "kötülük ve zarardan" başka bir şey ilave etmez ve
aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber
taşıyanlar' vardır. Allah zulmedenleri bilir. (Tevbe Suresi, 47)
Eğer onlara (şehrin
her) yanından girilseydi sonra da kendilerinden fitne (karışıklık çıkarmaları)
istenmiş olsaydı hiç şüphesiz buna yanaşır ve bunda pek az (zaman) dışında (kararsız)
kalmazlardı. (Ahzab Suresi, 14)
Andolsun, daha
önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi.
Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya
çıkıp-üstünlük sağladı. (Tevbe Suresi, 48)
Allah'ın
Resulüne ve müminlere karşı gizlice çeşitli düzenler kuran münafıklar, deşifre
olduklarında, içlerinden bazıları müminlerden çekindikleri ve cezalandırılmaktan
korktukları için müminleri, aslında kendilerinin münafık olmadıklarına
inandırmaya ve kendilerini temize çıkarmaya çalışırlar. Bu nedenle diğer
münafıklarla bir tutulmamalarını ve kendilerine hiçbir şey olmamış gibi
davranılmasını ister ve müminlerle birlikte olmaya devam etmeleri için izin
isterler:
Onlardan bir
kısmı: "Bana izin ver ve beni fitneye katma" der. Haberin olsun, onlar fitnenin
(ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, o inkâr edenleri mutlaka
çepeçevre kuşatıcıdır. (Tevbe Suresi, 49)
Ayette bu
kişilerin yalan söyledikleri, diğer münafıklar gibi, aynı fitnenin içinde
oldukları haber verilmekte ve müminler onların hilelerine aldanmamaları için
uyarılmaktadır.
Münafıkların ve
kafirlerın çıkardıkları fitnenin karşılığını, cehennemde azap olarak alacakları
şöyle haber verilmektedir:
Tadın
fitnenizi. Bu, sizin pek acele isteyip durduğunuz şeydir. (Zariyat Suresi, 14)

[1]

 





[1] Harun
Yahya, Kur'an'da Temel Kavramlar, Vural Yayınları: 23-25.