Fecir | Konular | Kitaplar

2- Fitne Bir Kere Çıktı Mı Sonu Gelmez.

2



2- Fitne Bir Kere Çıktı Mı Sonu Gelmez

 

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in,
fitneye karşı fazlaca uyarıda bulunmasının sebeplerinden biri de herhalde onun
ortadan kalkmayan bir vasfa sahip olmasıdır. Hadislerin beyanından anlaşıldığına
göre, herhangi bir yerde, herhangi bir sebeple ne çeşitten olursa olsun bir
fitne çıktı mı artık onun açtığı yara bir daha kapanmayacaktır. Fitne, yatışsa,
heyecanını yitirse ve sönse bile içtimâî bünyede açılan yaranın izi silinmemekte,
kalpler eski berraklık ve sâfiyetine bir daha kavuşamamaktadır. Resulullah, bunu
bir hadislerinde: "Ümmetim arasına kılıç girdi mi, artık kıyamete kadar bir daha
kaldırılmaz" diye ifade eder. Fitne ile hasıl olacak fenalığın -küllenmesine
rağmen sönmeyen bir kor gibi- sulh ve sükunete rağmen devam edeceğini Huzeyfe
tu'bnu'l-Yemân'ın bir rivayetinde açık olarak görmekteyiz. Daha önce tam olarak
kaydettiğimiz bu rivayette, Huzeyfe, bu şerden sonra tekrar hayır mı diye
sorunca Hz. Peygamber, mevzumuzu alâkadar eden şu ilgi çekici cevabı verir: "Evet
gelecek. Ancak bu hayır bulanık olacak." Rivayetin Ebu Dâvud'daki bir veçhinde:
"Bu yerden sonra bulanık bir sulh (hüdne) var" denilir. Hadisin bütün
vecihlerinde yer eden "bulanık" kelimesiyle tercüme ettiğimiz kelimenin aslı "dahan"dır.

Şârihler, aslen küdûred, yani bulanıklık
mânasına gelen bu tabirin açıklanmasına ayrı bir yer verirler. Aliyyu'l-Kâri,
şerden sonra gelecek hayrın, diğer bir ifade ile fitneden sonra teessüs edecek
sulh ve sükûnun hile, nifak ve hiyanet içerisinde devam edeceğini ifade eder ve
devamla: "Şu mâna dahi muhtemeldir; fitneden sonra insanların, emîr olarak başa
geçirilen kimsenin etrafında toplanmaları kerhendir, gönül rızasıyla değildir,
isteyerek değildir" der.

Zemahşerî, el-Fâik'da Hz. Peygamber
(aleyhissalâtu vesselâm)'in zahirî salâh altında bâtınî fesadın devam edeceğini
ifade etmek maksadıyla böyle bir misal verdiğini söyler.

İbnu Hacer, dahan kelimesine kin (hıkd),
kusur, kalpdeki fesad mânalarının verildiğini ve her üç mânanın da birbirine
yakın olduğunu belirttikten sonra şunu söyler: "Hadis, şerden sonra gelen hayrın
halis bir hayır olmayacağına, bilakis nakıs ve bulanık bir hayır olacağına
işaret etmektedir." İbnu Hacer açıklamalarına devamla, Ebu Ubeyd'in şöyle
dediğini kaydeder: "Bu hadisteki muradı bir başka hadis açıklamaktadır: Hz.
Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in bir diğer sözü şudur: "İnsanların kalpleri
bir daha eski halleri üzerine rücû etmez."

İbnu Hacer, bu açıklamalardan sonra: "Sanki
mâna, "insanların kalbi artık birbirine karşı halisâne olamaz" gibidir" der.

Nevevî'nin açıklamaları da İbnu Hacer'den
kaydettiklerimize benzer.[1]

 

 





[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/450-451.