Fecir | Konular | Kitaplar

4-  Fitne , Fikrî Gruplaşmadır

4



4-  Fitne , Fikrî Gruplaşmadır

 

Bazı hadislerden Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm)'in  ümmetin dikkatini çekmeye çalıştığı büyük fitnelerin dine zıt olan
fikrî cereyanlar sebebiyle ortaya çıkacağı anlaşılmaktadır. Burada "dine zıt" 
kaydını bilhassa tebarüz ettirmek isteriz. Zîra, gayesi Allah'ın rızasını tahsil,
hedefi dine hizmet, sünneti ihya olan ve davranışlarında, düşüncelerinde Kur'an
ve sünnetin düsturlarından ayrılmayan bir kısım dinî gruplaşmalar her devirde
olagelmiştir ve olacaktır da. Hak mezhepler, hak tarikatlar bu söylediğimize
misaldir. Birbirlerine hasmane tavır almadıkları, hayırda yarışma vasfını
kaybetmedikleri müddetçe bu çeşit gruplaşmaların Kur'an ve sünnetin ruhuna
aykırı olmayıp, bilakis muvafık düştüğünü belirterek mevzumuzla alâkalı hadisi
kaydediyoruz:

Hz. Peygamber şöyle buyurur: "Fitne
insanların kalbine hasır misali çöp çöp konur. Hangi kalbte, bundan içirilirse
onda siyah bir nokta hasıl olur, hangi kalp de bunu reddederse onda da beyaz bir
leke hasıl olur. Böylece (cemiyetin fertleri) iki gruba ayrılır. Bir grubun
kalbi düz (ve parlak) bir taş gibi beyazdır. Bunlara arz ve semavat baki
kaldıkça fitne zarar vermez. Diğer  grubun kalbi siyahtır, bulanıktır, tıpkı (ateşte)
kararmış tencere gibidir. Ne iyiyi iyi, ne kötüyü kötü kabul eder (cemiyetin
hiçbir mânevî değerlerini tanımaz). Hevayı nefsinden kendisine ne telkin
edilirse onu bilir..."

Burada, belli bir fikir sistemi, belli bir
görüşe şartlanan insanların tasvir edildiği pek açıktır. Zîra batıl
gruplaşmalara dahil olan kimseler için, kendi sistemlerinin, kendi
teşkilatlarının iyi dediği dışında iyi, kötü dediği dışında kötü mevcut değildir.
Veya bunun dışında bir değer kabul etme hürriyetine sahip değildirler. Hadisteki
"hevayı nefsinden ne telkin edilirse" cümlesini, "teşkilattan ne telkin edilirse"
şeklinde anlamamıza hiçbir mani yoktur. Çünkü, İlahî ölçülerle
değerlendirilmeyen ve ona zıt düşen her şey "heva"dır, bu kimden gelirse gelsin
farketmez. Hatta Kur'an-ı Kerim'de böylelerinin "hevasını ilahlaştırmakla" itham
edildiğini görürüz[1].[2]

 





[1]
Bu hadis 4767 numarada
daha geniş açıklandı.





[2]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/452.