Fecir | Konular | Kitaplar

9- Şaşkınlık

9

9- Şaşkınlık

4767 numarada kaydettiğimiz Huzeyfe
hadisinden çıkaracağımız bir diğer hüküm, fitne zamanında insanların hakkı
batıldan ayırma hususunda geçirecekleri şaşkınlıktır. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) tarafından fitnenin kör ve sağır olarak tavsifi, alimlerin, birkısım
fitne esnasında insanların şaşkınlık içerisinde kalarak sağduyuları ile hareket
edemeyecekleri yorumuna varmalarına sebep olmuştur. Hatta Huzeyfe' den
Üsdü'l-Gâbe'de gelen bir başka rivayette, Huzeyfe'nin sözkonusu durumu "fitnenin
en dehşetlisi" olarak tavsif ettiğini görürüz: "Bir adam Huzeyfe'ye "hangi fitne
daha fenadır?" diye sorunca şu cevabı verdi: "Sen hayır ve şer her ikisine
birlikte maruz kaldığın zaman hangisini tercih edeceğini bilememendir."

Aslında insanlar mükerremdir, fıtratı icabı
hakkı, doğruyu arar. Üstelik Müslümanların ferasetleriyle, imanın verdiği
sağduyu ve sezgi hakkı ile temyizde zorluk çekmeyecekleri Hz. Peygamber
tarafından müjdelenmiştir: "Mü'minlerin ferasetinden kaçının. Zîra onlar,
Allah'ın nuru ile görür." Bu hadisin, bir ayeti (Hicr 75) tefsir sadedinde irad
edildiği de gözönüne alınınca, insanlardaki sağduyunun ehemmiyeti anlaşılır.
Bütün bunlara rağmen, fitnenin vasıflarından biri olarak hakla batılı tefrik
ettirmeyecek umumî bir şaşkınlığa dikkat çekilmesi, o sırada yaşanacak şartların
ağırlığını vurgulamayı gaye edinmiş olmalıdır. Söylediğimiz gibi bu şaşkınlık,
bu mefluciyata fitnenin, insanın iradesini elinden alan bir baskı ve korku
gücüne sahip disiplinli bir teşkilat eliyle yürütülmesinden midir, yoksa büyük
güce sahip propaganda merkezlerinin efkâr-ı umumiyeyi iğfal etmesinden midir
kesin bir şey söylenemez. Zamandan zamana mekandan mekana bunlardan biri veya
bir başkası veya hepsinin birden rol oynayabileceği açıktır.[1]



[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/454-455.