Fecir | Konular | Kitaplar

16- Asiller Öldürülür, Meydan Adilere Kalır

16



16- Asiller Öldürülür, Meydan Adilere
Kalır

 

Bir kısım hadisler, fitnede rol oynayacak
kimselerin, birinci derecede gençler olduğunu ifade ederken, diğer bir kısım
hadisler dahi asaletli, emin, dindar kişilerin helak olacağını bunların yerini
gayr-ı mûtemed, hain, çapulcu ve sefih kimselerin alacağını vurgular. Dinsultan
ayrılığı, dinin devlet himayesinin dışında bırakılması, dindarlığın elde ateş
tutmak kadar zorlaşması gibi birbirini tamamlayan ve takip eden vakaların
gelişmesinin tabii bir sonucu olarak cemiyette ortaya çıkacak olan bu durum,
5036 numarada kaydedeceğimiz bir Tirmizî rivayetinde şöyle ifade edilir: "Dünyada
insanların en bahtiyarlarını (malca en zengin, yaşayışça en müreffeh, makamca en
üstün, nüfuzca en kavi)  en adi kimseler teşkil etmedikçe kıyamet kopmaz."



Hadiste mevzubahs edilen adiliğin  neseb ve
haseb yönünden olduğu, kullanılan kelimenin nesebi bilinmeyen ahlakî kemâli
duyulmayan kimse mânasını da ifade ettiği şarihlerce belirtilir.

Taberânî'nin bir tahricinde Hz. Peygamber (aleyhissalâtu
vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Fuhuş ve cimrilik ortalığı sarmadıkça, emin ve
güvenilir kimseler aşağılanıp, hainlere itimat edilmedikçe, "vuûl" olanlar helak
olup, "tuhût"  olanlar zuhur etmedikçe kıyamet kopmaz."  Dinleyenler sorar: "Ey
Allah'ın Resûlü, "vuûl" ve "tuhût" da ne demek?"  Cevaben: "Vuûl, insanların
ileri gelenleridir, eşrafıdır. Tuhût ise, insanların en düşük olanlarıdır, ayak
altında bulunan (adı sanı duyulmamış) bilinmeyen kimselerdir" der. Hadisin bir
başka veçhinde tuhut, adi, düşük ailelerden gelen kimseler olarak açıklanır.

Müslim'de kıyamete yakın vukua gelecek
hâdiseleri tasvir eden bir rivayette, şu açıklamaya da rastlarız: "Geriye
insanların şerirleri kalır. Bunlar (şerlere ve şehvani hedeflere koşmada)
kuşlara, (birbirlerine zulüm ve düşmanlıkta) vahşi hayvanlara benzerler."

Hadis kitaplarında "Cibril hadisi" olarak
şöhret kazanan meşhur rivayette, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)
kendisine kıyamet alametlerini soran Cebrail aleyhisselam'a, diğer bazı
alametler meyanında şunu da zikreder: "..Yalın ayak başı kabak (halktan gelme,
asaletsiz) kimselerin insanlara baş olmaları kıyamet alâmetlerindendir."

Daha önce fitnenin çeşitlerinden
bahsederken kaydettiğimiz bir hadiste, refahtan hasıl olan fitneden sonra
insanların, ilmi ve fikri nakıs olduğu için gayr-ı ehil, kararsız bir kimsenin
etrafında toplanarak, sulha kavuşacaklarının beyan edildiğini görmüştük. Bu
rivayet de fitneden sonra ehliyetsizlerin, zorla, hile ile başa geçeceklerini
ifade eder.

Rivayetlerin hepsini zikretmeye gerek yok.
Kaydedilenler bize gösteriyor ki, ahirzamanda çeşitli içtimâî bozuklukların
neticesi olarak insanlar umumiyetle bozulacak ve kendilerine uygun olarak, bozuk
kimseler başlarına geçecektir; "Her bir kabileyi (milleti) o kabilenin
münafıkları sevk ve idare etmedikçe kıyamet kopmaz."[1]

 

 





[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 13/461-462.