Fecir | Konular | Kitaplar

İhsan ve Muhsan Terimi

İhsan ve Muhsan Terimi



İhsan ve Muhsan Terimi

 

İhsan (sat ile), bir İslâm hukuku terimi olarak;
bir erkek veya kadına had cezâsı uygulanabilmesi için bunlarda şer'an bulunması
gereken vasıfları ifâde eder. Bu niteliklere sahip erkeğe "muhsan", kadına "muhsana"
denir. Çoğulu "muhsanât"tır.

İhsan, zinâ iftirası (kazf) ve recm ihsanı olmak
üzere ikiye ayrılır. Zinâ iftirası atılan kimsenin muhsan sayılması için akıllı,
ergin, hür, müslüman ve zinâdan iffetli bulunması gerekir. Bu nitelikler olunca
iftiracıya âyette şu cezâ öngörülür: "Nâmuslu ve hür kadınlara zinâ iftirası
atan, sonra da bunu dört şâhitle ispat edemeyen kimselere seksen değnek vurun.
Onların ebedî olarak şâhitliklerini kabul etmeyin. Onlar fâsıkların ta
kendileridir" (24/Nûr, 4).

Ancak, kadın zinâyı ikrar eder veya iftiracı
dört şâhitle bunu ispat ederse had cezâsı düşer. Recm için muhsan sayılmada ise
erkek veya kadında yedi niteliğin bulunması şarttır. Bu nitelikler şunlardır:
Akıllı olmak, ergin bulunmak, hür ve müslüman olmak, sahih nikâhlı bulunmak ve
bu nikâhtan sonra eşiyle meni gelmese bile guslü gerektirecek şekilde cinsel
temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi bulunmazsa cezâ yüz değneğe
dönüşür. Bu duruma göre, küçük çocuk, akıl hastası, köle, kâfir, fâsit nikâhla
evli kimse veya cinsel temas olmayan mücerred nikâhla evli kimse için "muhsanlık"
söz konusu olmaz. Diğer yandan erkek muhsanlık şartlarını taşır, fakat karısı
küçük, akıl hastası veya câriye olmak gibi bir sebeple muhsan bulunmazsa, ondan
bu ârızalar kalktıktan sonra kocası onunla eşit şartlarda yeniden cinsel temasta
bulunmadıkça koca muhsan sayılmaz. Çünkü bu yedi şartın eşlerde birlikte
bulunması gerekir.

Ebû Yusuf'a göre, bir müslüman sahih nikâhlısı
olan bir gayri müslim kadınla cinsel temasta bulunmakla muhsan olur. Şâfiîler de
bu görüştedir (eş-Şirâzî, el-Mühezzeb, II, 268). Buna göre, biri küçük, diğeri
ergin; biri uykuda, diğeri uyanık veya biri akıllı, diğeri akıl hastası olan
karı-koca cinsel temasta bulununca, ehliyetli olan muhsan sayılır, daha sonra
başkası ile zinâ ederse had cezâsı yalnız ona uygulanır.

Muhsanlık sıfatının devamı için evliliğin devam
etmekte olması şart değildir. Bu yüzden ömründe bir defa evlenen ve eşiyle
cinsel temasta bulunup da, dul kalmış olan kimse de muhsan olabilir (Bilmen,
a.g.e., III, 201). (6)