Fecir | Konular | Kitaplar

Recm cezâsı uygulanması için Gerekli Şartlar

Recm cezâsı uygulanması için Gerekli Şartlar

Recm cezâsı uygulanması için Gerekli Şartlar:

Zinâ eden kadın veya erkeğin ergin olması.

Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz.
Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zinâ etse, yalnız kendisine had
uygulanır.

Evli olan gayri müslime recm yerine değnek
cezâsı uygulanır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre pasaportla İslâm devletine gelen
gayrî müslim yabancılara zinâ da içki içme cezâsı da uygulanmaz.

Zinânın zor kullanarak olmaması gerekir.

Zinânın diri bir insanla olması gerekir.

Zinâ edilen kadının da ergin veya kendisine
cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir.

Zinânın bir şüpheye dayalı olmaması gerekir.
Fasit nikâhtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda görüş birliği
vardır. Velisiz veya şâhitsiz evlenme gibi.

Zinânın bir para karşılığında olması halinde Ebû
Hanife'ye göre her ikisine de had cezâsı uygulanmaz. Çünkü bu durum bir mehir
karşılığında nikâh akdine benzemektedir. Burada şüpheden dolayı had düşer. Ancak
fiil haram olduğu için ta'zir uygulanır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre bu
durumda da had cezâsı verilir (Ömer Nasuhi Bilmen, İstilâhât-ı Fıkhıyye Kâmusu,
İstanbul 1968, III,197 vd.).

Cinsel temasın önden olması. Arkadan ilişki yani
livata için Ebû Hanîfe'ye göre yalnız ta'zir cezâsı uygulanır. Ebû Yusuf, İmam
Muhammed ve Hanefiler dışındaki üç mezhebe göre ise livata haddi gerektirir.
Yabancı bir kadına ön veya arka dışında karın, uyluk gibi başka bir yere temas
ise yalnız ta'zîri gerektirir. Çünkü bu, şer'an kendisine bir şey takdir
edilmeyen münker bir fiildir.

Had cezâlarının uygulanabilmesi için İslâm
devletinin varlığı şarttır. Çünkü dârul-harp veya dârul-bağy (âsiler ülkesi) de
had cezâlarını uygulamaya İslâm devletinin velâyet yetkisi olmaz ve bu hükümleri
uygulamaya gücü yetmez.

Zinâ eden erkek veya kadının halen veya daha
önce sahih nikâhla evlenmiş olması ve bu nikâh devam ederken eşiyle bir defa da
olsa cinsel temasta bulunması şarttır. Böyle bir erkeğe "muhsan", kadına ise "muhsane"
denir. Recm cezâsı için bu son niteliğin bulunması da gerekir.

Recm için muhsan sayılmada erkek veya kadında şu
yedi niteliğin bulunması gerekir: Akıllı olmak, ergin bulunmak, hür ve müslüman
olmak, sahih nikâhla evlenmiş bulunmak ve bu nikâhtan sonra eşiyle guslü
gerektirecek şekilde cinsel temasta bulunmak. Bu şartlardan herhangi birisi
bulunmazsa cezâ yüz değneğe dönüşür. Zinâ edenlerden birisi muhsan olur, diğeri
bekâr bulunursa; bekâra yüz değnek, muhsan olana ise recm cezâsı uygulanır.

Ebû Hanife ve Mâlik'e göre, bir erkek veya
kadının muhsan sayılması için müslüman olması şarttır. Bu yüzden evli olan gayri
müslimlerin zinâsına recm cezâsı uygulanmaz, çünkü recm, günahtan temizlenme
yoludur. Zimmî ise günahtan temizlenmeye ehil değildir. Onun temizlenmesi ancak
âhirette azapla gerçekleşir. Hz. Peygamber; "Allah'a şirk koşan kimse muhsan
değildir" (Zeylaî, Nasbü'r-Râye, III, 327) buyurmuştur. Bu görüşte olanlar
için iki yahudinin Hz. Peygamber tarafından recmedilmesi olayı, Tevrat hükmüne
göre olmuştur. Daha sonra bu neshedilmiştir (Zeylaî, a.g.e, III, 326; eş-Şevkânî,
Neylül-Evtâr, VII, 92).

Şâfiî, İbn Hanbel ve Ebû Yusuf'a göre, recmin
uygulanması için zinâ edenin müslüman olması şart değildir. Bir zimmî zinâ
suçuyla İslâm mahkemesine gelse had uygulanır. Müslüman bir erkek zimmî bir
kadınla evlenip cinsel temasta bulunsa, her ikisi de "muhsan" olur. Delil, Hz.
Peygamber'in iki yahudiye recmi uygulamasıdır. "Dulun dul ile zinâsında recm/taşlama
vardır" (Müslim, Hudûd 12-14; Ebû Dâvud, Hudûd 23; Tirmizî, Hudûd 8)
hadisinin genel anlamı da başka bir delildir. Diğer yandan zinâ bütün semavi
dinlerde haram kılınmıştır (bk. eş-Şîrâzî, el-Mühezzeb, II, 267; İbn Kudâme, el-Muğnî,
Kahire 1970, VIII, 163; ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmî ve Edilletüh, Dımaşk
1405/1985, VI, 43).