Fecir | Konular | Kitaplar

2) Gözü çevirme

2



2) Gözü çevirme:



 

"Mü'min erkeklere söyle: Bakışlarını
çevirsinler, gözlerini (harama) dikmesinler, nâmuslarını korusunlar. Bu, onlar
için daha temizdir. Bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz
Allah, onların her yaptıklarından haberdardır. Mü'min kadınlara da söyle:
Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar, bazı bakışlarını çevirsinler,
nâmuslarını korusunlar..." (24/Nûr,
30-31). Gözü çevirmenin anlamı; fitne korkusu yüzünden uzun uzadıya bakmaya
engel olma, demektir. Âyette geçen "min -den-" edâtı, "teb'îz" içindir;
her bakış değil, bakışların bazısı yasaktır; fitneden korkulduğu zaman kadına
bakmanın haram olduğu hususunda ihtilâf yoktur. Fitne durumunda gözü ondan
çevirmek gerekir. Âyet, mutlak anlamda, yani şehvet duygusundan uzak olarak gözü
çevirmenin gerektiğini ifâde etmez. Kadının el ve yüzüne kötü niyet ve şüphe
olmaksızın bakmak câizdir. Şehvetle bakmaya gelince; elbisenin üstünden bile
şehvetle düşünmek haramdır, kaldı ki açık yüze bu şekilde bakmak! Bazı âlimler
de, âyette bazı bakışların çevrilmesinin emredildiğini, ancak kadının yüzünün
bunun dışında olduğunu belirtirler.

Allah Teâlâ, bir başka âyette de şöyle buyurur:
"Allah, gözlerin hâin bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir." (40/Mü'min,
19). Câbir bin Abdullah'dan: "Rasûlullah (s.a.s.)'a ânî bakıştan sordum. Bana:
"Bakışını hemen çevir!" buyurdu." (Müslim, Âdâb 45, hadis no: 2159; Ebû
Dâvud, Nikâh 44; Tirmizî, Edeb 29). Büreyde (r.a.) anlatıyor: "Rasûlullah
(s.a.s.) Ali (r.a.)'ye buyurdular ki: "Ey Ali, bakışına bakış ekleme. Zira
ilk bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir." (Tirmizî, Edeb 28; Ebû
Dâvud, Nikâh 44). "Hiç şüphesiz Allah, Âdemoğluna yaptığı zinâdan payına
düşeni yazmıştır. Gözün zinâsı bakmaktır, dilin zinâsı konuşmaktır. Nefis
arzular ve şehvet duyar. Tenâsül uzvu da bunu ya doğrular ya da yalanlar." (Buhârî,
14/305; Müslim, 8/52). Bu hadis, şehvetle bakmanın haram olduğu hususunda
açıktır. Bunun için, "nefis arzular ve şehvet duyar" buyuruldu. Bunun
anlamı, şehvetsiz olduğu zaman günah değildir, demektir.

Rasûlullah (s.a.s.) Kurban günü Fadl'ı bineğinin
arkasına bindirdi. Fadl, yakışıklı bir gençti. Rasûlullah, insanların kendisine
fetvâ sormaları için durdu. Hes'am kabilesinden güzel bir hanım gelerek
Rasûlullah'a fetvâ sormaya başladı. Kızın güzelliği Fadl'ın hoşuna giderek ona
bakmaya başladı. Bunun üzerine Peygamber, Fadl'ın çenesine tutarak öbür tarafa
çevirdi ve genç kadının yüzüne bakmasına engel oldu (Buhârî, 13/245; Müslim,
4/101). Hâfız İbn Hacer diyor ki: "İbn Battal şöyle diyor: "Hadiste fitneden
korkulduğu zaman yüzü çevirme emri vardır. Bunun gereğine göre, fitneden emin
olunursa yasak değildir. Bunu Rasûlullah'ın Fadl'a yaptığı şey de te'kid ediyor.
Fadl, hoşuna giderek genç kıza iyice baktığında Rasûlullah fitneden korkup onun
yüzünü çevirmiştir. Çünkü erkeklerin tabiatında kadınlara karşı meyil vardır." (Fethu'l-Bârî,
13/245)
Âişe
(r.a.)'den: "... Bayram günü önden gelen insanlar, savaşçılık (savaş oyunları
cinsinden folklorik oyun) oynuyorlardı. Rasûlullah (s.a.s.) bana: "Bakmak
ister misin?" dedi. Ben de: ‘Evet' dedim. Beni arkasına alarak
seyrettirdi..." (Buhârî, 2/95). Dolayısıyla kadının erkeğe -gösteri yapmakta,
oyun oynamakta olsa bile- bakması câizdir. Özet olarak; görüşmenin bir neticesi
olarak, erkekler kadınları, kadınlar da erkekleri görebilir. Birbirlerine makul
ve meşrû ölçüler içinde bakabilirler. Her iki taraf da, gözlerini harama
bakmaktan sakındırdıkları ve şehvetten uzak oldukları sürece bunda bir sakınca
yoktur. Kur'an'ın ve Sünnetin emretmediği peçe, eğer olması gerekiyorsa,
kadınların yüzünde değil; erkeğin gözünde olmalıdır. Bununla birlikte,
müslüman bir hanım, yüzünü de yabancı erkeklere göstermemek için peçe takıyor,
ya da başörtüsünü yüzünü de örtecek şekilde kullanıyor, bunu hayâ ve takvâ
ölçüsü kabul ediyorsa, müslümanların buna karşı çıkması değil; elbette saygı
duyması gerekir.