Fecir | Konular | Kitaplar

e- Habîs.

e



e- Habîs
 
Habîs kelimesinin sözlük anlamı
pis, pislik, temiz olmayan demektir ve bu kelime Kur'an'da bazen günah işler
hakkında kullanılmaktadır. ‘Habîs'in zıddı ‘tayyib-güzel, hoş' kelimesidir.
‘Habîs' kelimesi, yaratılış yönünden pis olan şeyler hakkında kullanıldığı gibi
(7/A'râf, 157), değersiz şey, günah, hata ve suç anlamında da kullanılmaktadır
(2/Bakara, 267). 
 â€˜Habîs' bir anlamda; inkârcı,
inat ve isyancı, günah işlemekten çekinmeyen, böylece nefsini günah pisliğine
bulaştıran; ‘tayyib' de Rabbine itaat ederek günahların pisliğinden kendini
koruyandır. Kur'an, ‘habîs' ile ‘tayyib' olanın kesinlikle birbirinden ayrı
olduğunu söylüyor (3/Âl-i İmrân, 179; 8/Enfâl, 37). İslâm, ‘habîs'i ve ‘tayyib'i
gösteren, öğreten ve birbirinden ayıran bir İlâhî düzendir. ‘Habîs'le ‘tayyib'
hiç bir zaman aynı olamaz (5/Mâide, 100). Küfre düşenler Allah'ın katında
murdardırlar. Onlar birbirleri üzerine hâkimiyet kurarlar, küfr işinde
birbirlerine yardımcı olurlar, ama hepsi de Cehennem'e atılırlar (8/Enfâl, 37).
‘Habis'in günah anlamında
kullanıldığını şu âyet daha açık bir şekilde göstermektedir: "Lût'a da bir
hüküm ve ilim verdik ve onu habis (çirkin-günah) iş yapmakta olan şehirden
kurtardık…." (21/Enbiyâ, 74). Bilindiği gibi Lût kavminin işlemiş olduğu
günah, gerçekten bir pislik ve anormal bir ilişki olan homoseksüellikti.
Günahtan ve isyandan kaçıp, Allah'ın koyduğu ölçülere uygun yaşayan insanlardan
meydana gelen bir toplum, tıpkı ürününü en güzel şekilde veren bir beldeye, ya
da bir ağaca benzer. ‘Habîs' (günahkâr, suçlu, ya da günahlar sebebiyle murdar
hale gelmiş) kimselerin yaşadığı toplum da, ürün vermeyen toprağa, yemiş
yetiştirmeyen kötü ağaca benzer (7/A'râf, 58; 14/İbrâhim, 26). Habîs erkek ve
kadınlar hem dünyada hem de âhirette birbirlerine yakışırlar, birbirlerine
uygundurlar. Çünkü onlar, çirkin, murdar, zararlı olan günahlardan
kaçınmıyorlar, günah konusunda birbirlerine yardım ediyorlar, bazen de beraber
işliyorlar. Bu habis kimselerin başında mü'minlere iftirâ atanlar vardır
(24/Nûr, 26).