Fecir | Konular | Kitaplar

Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir?.

Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir



Müslüman için İhram Ne Anlama Gelir?

 

Cahiliyedeki çeşitli Arap kavimlerinin, bir
takım gelenek ve görenekleri vardı. Bunlardan biri de, kendisine sığınanı
koruyup kollamaktı. Bu koruma için de, bir sınır veya nereye kadar o kişinin
veya o kabilenin koruması altında olduğunu açıklarlardı. Buna göre de diğer
kabileler tavır alırlardı.

İslam geldikten sonra, tüm bu korumaları
kaldırarak, kişiyi yalnız ve yalnız Allah'ın korumasına koydu. Kabe bölgesini
haram bölge ilan etti. Haram bölgeye girebilmek için de ihram vizesini getirdi.
O bölgelere girince ve belli sınırlarından yani mikat yerlerinden itibaren ve
belli ölçülere riayet etmeleri emredildi.

Müslüman ihrama girdikten sonra, ziynet ve
refahlık alametleri sayılacak tüm dünyevi şeyler, ona haram kılınır. Hiçbir
kokuyu süremez, elbise giyemez, tıraş olamaz, dikişli hiçbir şeyle örtünemez,
ziynet olarak yüzük vs. takamaz, cinsi yaklaşımlarda bulunamaz.

Tüm bu yasakların hikmeti, haccın çok ulvi bir
ibadet olması ve bu ibadetteki esas amacın, Allah'a yakınlaşmada gösterilmesi
gereken azami insan takatinin ve nefsine karşı mücadele azminin ortaya
konulmasıdır. Allah için kişinin nelerden soyutlanabileceğinin bir kanıtıdır.

İki parça dikişsiz bezden oluşan, biri omuza
diğeri ise bele takılan, tek renk beyaz, modelsiz, renksiz, şekilsiz sembolsüz,
modasız, tasarımsız, tüm gösteriş ve fiyakadan uzak bir elbise, hiçbir defilede
boy gösterme cesareti olmayan sadece beyaz kefene benzer..

Her şeyden önce o bir kefendir. Herkesin giydiği
ve sırası gelince de giyeceği dikişsiz elbise, günahkarlara pek sevimsiz gelen,
beyaz kefen demek, ölmeden önce onu giymektir, kefeni sevmektir, kabullenmektir,
ölüme hazırlıklı olduğunu göstermedir. Allah'ın takdirine ram olmaktır.

İhram bir remzdir, tek bir kişinin toplum
olduğu, tek bir müminin ümmet olduğu şuuruna varmadır, enaniyetin bittiği,
kişinin dünyasının son bulduğu, ahiret hayatının başlangıcı olduğunu ortaya
koymadır. İhram bir kıyamettir, ölmeden önce ölümü görebilmedir, ölümün insanlar
için ne ifade ettiğinin anlaşılmasıdır.

Sen orada sadece maddi bir gözle bakmaya
çalışma,

Sen oraya Rahman'a doğru yücelmeye gittin.

Nefsinin istediği yere doğru alçalma,

Hep güzellikleri görmeye çalış,

Güzellikleri koklamaya çalış,

Mina
'da Arafat'ta, Müzdelife'de;

Mekke'de, Medine'de,

Bazı hacıların densiz hareketlerini görme,

Şu millet böyle kirli, şunlar namaz kılarken
yerinde durmuyor,

Şu kavim ne kadar siyah ve kötü görünümlü diye
kalbinden geçirme,

Bunları torunlarına, yeğenlerine, evlatlarına,
yarınlarına, hatıra diye saklama,

Senin bunların yerine anlatacağın yarınlarına
bırakabileceğin güzellikleri gör,

Ne olur, görmeye çalış, biraz çaba, biraz
gayret,

Nefsine şeytana karşı siperde kazandıklarını
heba etme,

Oraya giderken şu veya bu millete ait gittin,



Oradan dönüşün, ümmet birliğine kaydını yaptır
da gel.

Orada milliyet yoktur, ümmet vardır, orada
bayrak İslam bayrağıdır,

Orada şuur Kur'an'ın verdiği şuurdur,



Orada muteber olanın, kişinin üstünlük taslaması
değildir,

Gönül alçaklığıdır,

Görünenleri görmek marifet değil,

Esas marifet, herkesin görmediğini görmektir.

Basına yayına aldanma, kalbini vesveselerden
arındırarak gitmelisin,

Mekke'nin müslümanı yüce olduğu gibi şeytanları
da şerli olur.

Siperde kazanılan şeyleri boşa çıkarmak için,
her yerden daha fazla mesai harcarlar, İnsi şeytanları devreye koyarak,
müslümanın yaptığı her güzel şeyi çirkin,

şeytanın hile ve desiselerini güzel göstermeye
çalışırlar.

Kurbanın kesilmesi ile ilgili hayvan katliamı
diye çığırtkanlık yaparlar onlar, İbrahim'i ruhtan, İsmail'i teslimiyetten,
Hacer'i gayret ve sa'ydan mahrumdur onlar,

Kur'an onlar için; sağırdırlar hakkı duymazlar,
kördürler hakkı görmezler, dilsizdirler hakkı söyleyemezler.

Birtakım bahanelerle haccı iptal ettirmek
isterler,

Hakka isyana davet edilmekte,

Gidenleri engelleyemediklerine de, çeşitli
vesveseler vererek göndermemek,

Orada kin ve düşmanlığa, tefrikaya, kardeşlik
ruhuna uymayan şeytani fiillere davet  edilmektedir.

Hacc, bir takım fiillerle donatılmış sembol ve
işaretlerdir. İnsanların Allah'a tam teslimiyet ifade eden bu vecibeler Allah
resulü tarafından insanlara tebliğ edilmiştir. Mümin vecd ve teslimiyetle tavaf,
vakfe sa'y, tıraş gibi menasikleri, arka planındaki mana ve işaretlerden ziyade,
sırf Allah emretmiştir diye yerine getirir.[1]



Hac, fiiliyatı pratize etmek için, İslam'ın bir
çok esaslarını teşmil eder.

Hac bir okuldur, bununla müslüman en yüksek
makamlara yücelir,

Neleri mi öğrenir?

Daimi olan bir ibadet hayatını,

Müslümanlara karşı şefkatli olmayı,

Kini, düşmanlığı, şiddeti rahmete dönüştümeyi,

Allah için gerçek ubudiyyet derslerini

Karşılık beklemeden Allah yolunda infak etmeyi,

Allah için kimleri aziz ve kimleri de Allah için
hakir göreceğini,

Allah için dost edinmeyi ve sevmeyi, Allah'a
düşman olana, Allah için düşman olmayı,

Hac insan nefsinde bir çok meşairin yeşermesine
sebeptir.

Müslümanlara karşı atıfiyet, dertlerine ortak
olma, Allah'ı Resulünü ve müminlerin dostluğunu

Sadece Allah'a ihlasla yönelmenin,

Dünyanın faniliğine aldanmadan, Ahirete hazır
olma şuuru,

Allah ile yeni  bir sayfanın açılmasıdır.

[2]

 

 



[1]
Said Havva, İslam, 1981, Beyrut, I/191



[2]
Mehmet Peker, Hacc Nedir?