Fecir | Konular | Kitaplar

Mekke'ye Varış.

Mekke



Mekke'ye Varış

 

Hz. İbrahim, hanımı Hacer ve oğlu İsmail'le
beraber geldiği ıssız ve sessiz vadi, bu yerden fışkıran tevhid esasları, rahmet
meş'alesinin yanıp tutuştuğu mekan, mukaddes şehir, haram bölge, dikenlerin
arasından fışkıran gülün vatanı, karanlık gecelerin büründüğü nurlu sabahın
fecri, Hz. Muhammed Mustafa'nın doğup büyüdüğü yer Mekke diyarı...

Taşı, toprağı, dağları, mağaraları, vadileri,
her yeri karış karış anılar ve hatıralarla dolu ve güllerinin kokuları misk-u
amber olan kutlu şehir; Mekke diyarı....

Peygamberin nidası, can dostların dostane
icabetleri, lebeyyk Allahümme lebbeyk diyen gönüller ve şakırdayan bülbüllerin
yeri; Mekke diyarı...

Artık Mekke'deyiz, Rabb'imize ahdimizi
yenileyeceğimiz yerdeyiz, Lebbeyk diyerek Mekke'ye giriyoruz. Dünyayı ve
içindekileri mikat mahalinde bırakarak; benliğimizle, bedenimizle ahdi kadimden
ahdi cedide, ölümlü dünyadan ölümsüz dünyaya, doğduğumuz gün gibi arınacağımız
yere, Mekke'ye varıyoruz ve dillerimizde şu dualarla Mekke'ye giriyoruz.



"Rabb'imiz! Affını dileriz, dönüş sanadır.



Rabb'imiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak
bizi sorumlu tutma

Rabb'imiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi,
bize de ağır yük yükleme.

Rabb'imiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi
taşıtma,

bizi affet,

bizi bağışla

bize acı.

Sen Mevla'mızsın.

Kafirlere karşı bize yardım et."[1]



Rabb'imiz bu kutsal mekanda,

bu haram bölgede

tevhid diyarında,

senin rızan için gelenlerin boş dönmeyeceği,



duaların makbul olacağı  yerde,

bizleri mahrum bırakma,

bizi mahşer-i kübrada mahcup eyleme,



rahmetinle bizleri bağışla."

Eğer Allah'ı hakkıyla tanısaydık, dualarımız
dağları yerinden oynatırdı. Dualarımız ulaşması gereken yere ulaşmıyor,
ellerimiz açık, gönüllerimiz kapalı, gören gözlerimiz açık, kalp gözlerimiz
kapalı, kulaklarımız şer ve fesada açık, hakkı işitip dinlemeye kapalıdır. Tüm
bunlardan kalbi ve gönül hastalığından Allah'a sığınırız. Bizi bizden, özümüzü
özümüzden iyi bilen ve bize kan damaralrımızdan daha yakın olan allah Teala'nın
yüce rahmetine sığınırız.

 



[1]
Bakara, 2/285-286