Fecir | Konular | Kitaplar

Kabe'yi İlk Görünce.

Kabe

Kabe'yi İlk Görünce

Kabe'yi İlk Görünce sus! Kabe'nin ihtişamına
bak, öyle bir nazarla bak ki, nasibine düşeni gözün, dilin kulağın aklın ve
gönlün yani bütün uzuvların birlikte yaşasın. Kabe'desin artık telbiye yok, dua
var, duanda cennet olmalı, müslümanların durumu, mazlumların ahı, zalimlerin
zulmünün şikayeti, sıddıklarla peygamberlerle beraber olmak için olmalıdır.

Peki ben şu anda Kabe'deyim nasıl dua edeceğim,
benim bugün duamda ne olmalı? Manasını bilmediğim ve herkesin eline aldığı,
Arapça bir dua kitabı mı olmalı? Yoksa önümde manasını bilediğim bir takım
insanların okuduğu duayı ben de yanlış yamalak tekrarlamalı mıyım? Ben niçin
buradayım ey Rabb'im! Yoksa ne istediğimi bilmiyor muyum? Yönünü kaybetmiş
sahrada dolaşan bir behtbaht mıyım? Neyim ben?

Tüm bunların cevabı bende olmalı! Niçin
buradayım? Bugün her günden daha fazla Allah'ın rahmetine, şefkatine, kerem ve
lütfuna muhtacım. Bugün burada öyle bir dua yapmalıyım ki, Alemlerin efendisi
Hz. Muhammed'in ve Hz. Adem'den itibaren tüm peygamberlerin yaptığı duayı
yapmalıyım. Sahab-i Kiramın, ulema-ı kibarın ve evliya-i cihanın dualarını
yapmalıyım. Gökteki tüm meleklerin, hep beraberce amin diyecekleri bir dua ve
niyazda bulunmalıyım.

Kabe'yi gördüm Allah'ın evi, dünyanın merkezi o
muazzam Kabe'yi... Ama ben daha hangi duayı ve nasıl bir dua yapacağımı
bilmiyorum. Acaba hangi duayı yapsam, bunca hata ve isyanlarıma rağmen, duam bir
karşılık bulur mu? Huzura nasıl varır ve ne yüzle ve neyi isteyeceğim?

Evet evet hatırladım, mübarek bir zat, mübarek
bir alim ve ulemanın kibarı İmam-ı Azzam Ebu Hanife, bu dergahta yapacağı duayı
oda unutuvermişti. Acaba Ben de Ebu Hanife gibi "Ya Rabb'im hangi duayı
yapacağımı senden ne isteyeceğimi şimdilik unuttum. Şöyle desem olur mu? Ya
Rabbi'm şimdiye kadar yaptığım ve bundan sonra da yapacağım tüm dualarımı kabul
eyle" mi demeliyim.

Halbuki Kabe'yi ilk görenlerin duasının makbul
olunacağına dair bir çok rivayetler var sen bunları biliyor muydun?

O zaman durma!

Tavaf edenlerin arasına karış,

Ayakların yer tutmasın,

Kanatlan ve şereflilerin arasına gir,

Ve Şereflen, durma!

Kanatlıların ardına düş ve kanatlan

Uç uçabileceğin kadar...

Kendinden geçerek, kendini beytinde ve emin
beldesinde buluncaya kadar dön ve dönmeye tavaf etmeye, meleklerin arş-ı tavaf
ettiği gibi, Beyti Ma'muru tavaf ettiği gibi...

Kabe'yi akıl ve şuur ötesi bir vecd ile ziyaret
ve tavaf et..

Lafta mukaddes, kupkuru bir şekil gözüyle bakan
ve huzurunda her laubaliği işleyen gafillere ne demeli? Daha önce deve ve
merkeblerin bugün ise otübüs minübüs ve arabaların geliş ve dönüşü gibi bir
seyahat mi? Oraya gitmeden gafil, oraya varınca gafil, oradan dönünce gafil olma
sakın...

Peygamber ikliminde, peygamberler diyarında,
dönerken haz duymalı sevinç ve mutluluklar tatmalıyız, bu tad öyle bir lezzet
olmalı ki, damağımızda en son lezzet olarak hep o kalsın.