Fecir | Konular | Kitaplar

2) Ziyaret (İfada) Tavafı

2



2) Ziyaret (İfada) Tavafı



 

İfada, yani dönüş tavafı adı verilmesinin
sebebi, Mina
'dan Mekke'ye dönüşte yapılmasıdır. Ziyaret
tavafı denilmesi de hacının Mina'dan Mekke'ye gelip Kabe'yi ziyaretten sonra
yine Mina'da geceleme esasına dayanır.[1]
Ziyaret tavafı, haccın rüknü olduğu hususunda alimler ittifak etmişlerdir. Hac
ancak bununla tamamlanır. Cenabı Hakk şöyle buyuruyor:

"Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine
getirsinler ve o Beyt-i Atîk'i (Kâbe) çok
çok tavaf etsinler"[2]
(Hacc: 22/29)

Hz. Peygamberden bir hadisi şerifte şöyle
rivayet edilmiştir. Safiyye için Peygamber (s.a.s.)

"Şimdi bizi alıkoyacak mı?"
demişti.

"O kurban bayramı günü ifada tavafı yaptı"
cevabını alınca da

"O halde yola çıksın"
buyurmuştur.[3]



Hacının Mina
 â€˜da, Akabe cemresine taş attıktan ve kurban
kesip tıraş olduktan sonra, haccın rüknü olan ziyaret tavafını yerine getirmek
üzere, Mekke'ye gitmesi ve tavaf yapması sünnettir.

Müctehid imamların çoğunluğuna göre ise; ilk
dört gün (Kurban bayramının birinci günü ile teşrik günlerinin üç günü) içinde
yapılması vaciptir. Bu dört günden sonraya bırakılırsa, rükün olarak edası
caizdir. Ancak geciktirilmesinden dolayı, ceza olarak bir kurban kesmesi
gerekir.[4]

Ziyaret tavafının şart veya vâcipleri beş
tanedir:

1)
Tavaf niyeti,

2)
Gücü yetenin yürüyerek tavaf etmesi,

3)
Mescid-i Haram içinde, Beytullah'ın çevresinde yapılması,

4)
Tavafın zamanı, kurban bayramının birinci günü şafak söktüğü zaman başlar ve
ömür boyu devam eder. Ancak bu tavaf, bayram günlerinden sonraya kalırsa bir
ceza kurbanı gerekir.

5) Bu
tavafın ilk dört şavtı farz, geri kalan üç şavtı sünnettir.

Tavaf, bir çeşit namazdır. Hadiste şöyle
buyrulur:

"Tavaf, Allah Teâlâ'nın kendisinde yani tavaf
yaparken konuşmayı mubah kıldığı bir namazdır."[5]




 



[1]
Zuhayli, IV/28



[2]
Hacc, 22/29



[3]
Buhari, Hac, 145; Müslim,
Hac, 285



[4]
Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkam Hadisleri, Konya
1992, IV/299; Mehmet Peker, Hacc Nedir?




[5]
Nesâî, Menâsik: 36; Dârimî, Menâsik: 32; Ahmed bin Hanbel, III/414, IV/64,
V/377; Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.