Fecir | Konular | Kitaplar

Şeytan Taşlama Eylemi;

Şeytan Taşlama Eylemi



Şeytan Taşlama Eylemi;

 

Hz. Hacer'in Allah'a tevekkülü,

Hz. İbrahim'in, Allah'ı her şeyden, hatta oğlu
İsmail'inden daha fazla sevdiğinin isbatı ve dostluk beraatının Hz. İbrahim'e
verilmesi,

Hz. İsmail'in babasının isteğine ram olup, büyük
itaatin gerçekleşmesindeki  imtihanın kazanılmasına vesile olması için, bir
nişane ve semboldür. Bu kutlu ailenin verdiği tevhid mücadelesinde, hep
beraberce aynı siperi ve aynı cepheyi paylaşmanın bir ifadesidir. Kendisine
karşı duran şeytanlara tıpkı, tarihteki bu kutlu ailenin verdiği mücadele bizler
için büyük bir direniş ve güç kazanma provasıdır.

Hz. İbrahim'in oğlunu Allah için kurban etmesine
şeytanın verdiği mücadelede, şeytanı vesveseleri takmama ve onu taşlayarak
yolunda engel gibi duran tüm şeyleri reddetmiştir. Hz. İbrahim bu hareketiyle,
Allah'ın gerçek dostluğunu kazanmıştır.

Hz. Hacer ve oğlu Hz. İsmail'in ısısız ve
kimsesiz bir vadide, insanın yaşamadığı bir yerde, Hz. İbrahim'in Allah'ın
emrine uymak için, onları orada bırakarak gitmiştir. Şeytan bu olayı fırsat
bularak Hacer'e vermek istediği vesvese, isyan ve itaatsızlığı ve kocasına karşı
isyanda bulunması için, yaptığı tüm plan ve tuzaklar, Hz. Hacer tarafından
reddedilir. Şeytanın yüzüne gözüne kalbine hançer saplar gibi taşları
fırlatmıştır.

Şeytan taşlama; oğlunu kurban etmesi yolunda
vahye muhatap olan Hz. İbrahim'in o müthiş davasında, onun yanında şeytana karşı
yer almaktır. Şeytana ve ona tabi olan tüm yandaşlarına karşı, aynı cephede
siper almaktır. Bu cemrelerin her biri kurbanı, gerçekleştirmeye engel olmaya
çalışan, şeytana çakıl taşları atmaktır.

Bu küçücük taşın hükmü ve kuvveti ne olur deme!
Ebrehe'nin ordularına karşı, Ebabil kuşlarının attığı taşları hatırlasana!
Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe ve askerlerini küçücük çamurdan yapılmış taşlar,
Allah'ın izniyle nasıl onların helak olmasını gerçekleştirmişse özünü ve sözünü
halis kıl! Ya bismillah ve şeytanın ve ona tabi olanların şerrinden, Allah'a
sığınarak taşlarını at, şeytan taşın tesirini kalbinin derinliğinde ve acısını 
tüm benliğiyle yaşayacaktır.

Böylece müminler, şeytanın verdiği vesveselerini
ve desiselerini reddetmek ve buna karşılık, Hz. İbrahim gibi tereddütsüz bir
şekilde emre imtisal etmek gayreti içinde olmaktır.

İçindeki şeytanları taşlaman, dışındaki
şeytanlara karşı koyma arzusu ve şeytana karşı olanlarla aynı cepheyi paylaş.

Euzu billahi mine'ş-Şeytani'r-Racim ve hizbihi
diyerek,

Ya Bismillah,

Artık hazırladığın cephaneliğe sarıl ve usulüne
göre,

Aldığın savaş talimatına göre,

Disiplini elden bırakmadan,

Heva ve hevesine kapılmadan,

Cepheni düşmanına terk etmeden,

Seni her tarafından kuşatmaya fırsat vermeden,

Şeytanı, şeytanları, nefsini, kibrini, gururunu;

Kardeşliğe engel olan sınırdaşlık iplerinden
kurtulmak için taşını at,

Taşla, durma,

Taşlarken sakın kardeşlerini incitme,

Şeytanın yerine,

Onların kafasını ve gözünü yarma.

Terlik ve şemsiyeni taş diye fırlatma.

Yazıktır, ayıptır yapma,

Şeytan taşlamada,

Şeytanı sevindirme,

Fusuk ve cidala girme.

Çünkü bunlar sana haramdır,

Ve sen haremdesin ihramdasın,

Ölmek için ölüm yolunda,

Arasat'a doğru Arafat'tan geldin,

Rabb'ine söz verdin.

Biraz daha gayret biraz daha sabır,

Necat için, diplomayı almaya ramak kaldı.



Tümseğin ortasındaki hedef kulesine var, gücünle
taşı ulaştır.

Bütün kuvvetini elinde topla,

Şeytana ve onun arkasında duran nefsine, atom
bombası yağdırırcasına,

Asırlarca kafasını ezmek isteyip de bir türlü
ezemediğin,

Arayıp da bulamadığın,

Karşına dikemediğin şeytan;

İşte karşında duruyor,

Sen niye duruyorsun

Alsana ondan hıncını,

Taşlasana İbrahim, İsmail ve Hacer gibi,



Taşlasana Peygamberler sultanı Muhammed Mustafa
gibi..

Görüldüğü gibi haccın bütün görevlerinde, maddi
görünüşten öteye ancak remz ve sembollerle ortaya konulabilen eylemler vardır.
Bunların arkasında ise remz ve sembollerin çok ötesinde, derin mana ve
hakikatler vardır. Örnek olarak, Mina'da şeytana taş atacak elin bilmesi
gereken ilk şey, nefsin o eli tutup da kendisini ve hocası şeytanı kendi eliyle
taşlatmasıdır. Yoksa hiçbir anlam taşımaz, hiçbir şey ifade etmez, olsa olsa bu
şekilcilikten, nefsi tatmin etmekten öteye bir şey değildir.

[1]

 



[1]
Mehmet Peker, Hacc Nedir?