Fecir | Konular | Kitaplar

Gayr-i Müslimlerle ve Hayvanlarla İlgili Haramlar A- Gayr-ı Müslimlerle İlişkiler

Gayr



Gayr-i Müslimlerle ve Hayvanlarla İlgili Haramlar
 
A- Gayr-ı Müslimlerle İlişkiler:
 
Müslüman olmayan insanlar
(kâfirler), yahûdi ve hıristiyanlar gibi ehl-i kitap ile bunların dışında kalan
müşrik, putperest ve dinsizler/ateistler olmak üzere iki gruba ayrılır.
Müslümanlarla karşılıklı ilişkileri bakımından kâfirlerin ortak yönleri
bulunduğu gibi, farklı yönleri de vardır. Şu âyet, bütün kâfirleri kapsamına
almaktadır:
"Allah, din uğrunda sizinle
savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik etmenizi ve onlara
karşı âdil davranmanızı yasak kılmaz; doğrusu Allah âdil olanları sever. Allah,
ancak sizinle din uğrunda savaşanları, sizi yurtlarınızdan çıkaranları ve
çıkarılmanıza yardım edenleri dost edinmenizi yasak eder. Kim onları dost
edinirse, işte onlar zâlimlerdir." (60/Mümtehine, 8-9).
Âyetin açık ifâdesine göre
müslümanlara karşı savaşmayan, düşmanca davranışlarda bulunmayan kâfirlere "birr"
ve "adâlet" ile muâmele yapılacaktır. "Birr"den maksat, herkese kendi durum ve
statüsü içinde iyi davranmak, iyilik etmektir. Kâfirlerin dost (evliyâ), sırdaş
(bitâne) edinilmesini men eden âyetler (5/Mâide, 52; 3/Âl-i İmrân, 119) ile
iyilik ve adâleti tavsiye eden âyetler nasıl te'lif edilecektir? Yapılan te'lif
ve tefsirler arasında meâlini verdiğimiz âyete en uygun düşeni şudur: Kâfirler
kendi hallerinde yaşıyor, İslâm'a ve müslümanlara karşı bir hareket ve
davranışta bulunmuyor iseler onlarla ilişki "İslâm'a dâvet ve adâlet" çerçevesi
içinde olacaktır. Kâfirler İslâm'a ve müslümanlara karşı bir tutum ve davranış
içinde iseler onlara yardımcı olmak, sır vermek, taraflarını tutmak hiyânettir,
haramdır.
Kâfirler içinde ehl-i kitabın
ve ehl-i zimmetin (zimmîlerin) özellikleri vardır: Ehl-i kitabın yiyeceği -bazı
istisnâlar dışında- müslümanlara helâldır. Ehl-i kitap kadınlarla müslüman
erkeklerin evlenmesi câizdir. İslâm ülkesinin vatandaşı olmuş kâfirlere, arada
bir ahid ve anlaşma (zimmet) olduğu için zimmî, ehl-i zimmet denir. Zimmîler,
din ve inanç dışında kalan sahalarda, müslümanlarla eşit haklara sahiptirler.
Bir hadise dayanan formül şöyledir: "Lehimize olan onların da lehine;
aleyhimize olan onların da aleyhinedir." Bu statüye tâbi olan gayr-ı
müslimlerin haklarını savunmayı bizzat Rasûlullah üzerine almıştır:
"Bizimle anlaşması olana (zimmî
vb.) haksızlık eden veya gücünün üstünde yükleyen yahut da rızâsı olmadan bir
şeyini alan kimse, kıyâmet günü karşısında Beni bulacaktır." (Ebû Dâvud,
İmâret 33)
Kâfirlerle alış-veriş yapmak
câizdir. Fakat müslümanlar, kâfirlerin dinlerine ve dinî davranışlarına katılma,
benimseme, beğenme, taklit ve özenme mânâsı taşıyan davranışlardan sakınma
hususunda titizlik göstermelidir.[1]           

Mü'minleri bırakıp kâfirleri
dost kabul etmek haramdır. Onların İslâm'a zıt olan dinî inanç ve kutsallarını,
dinî kıyâfet ve ibâdetlerini alıp taklit etmek, özellikle bu konularda onlara
benzemek haramdır. Onların bayramlarını, İslâm dışı yaşayış biçimlerini,
ideoloji ve dünya görüşlerini almak, bu konularda onlara benzemek onlardan
sayılmaktır.    

 



[1]
Hayreddin Karaman, Günlük Hayatımızda Helâller Haramlar (özetlenerek)