Fecir | Konular | Kitaplar

Hayvanlara  Karşı Tavır ve Onlarla İlgili Haramlar

Hayvanlara  Karşı Tavır ve Onlarla İlgili Haramlar



Hayvanlara  Karşı Tavır ve Onlarla İlgili Haramlar
 
İslâm, müslümanın bir insana,
gayr-ı müslim bile olsa kötülük yapmasını veya onu rahatsız etmesini nasıl mubah
kılabilir? Halbuki, her canlıya acımayı tavsiye etmekle ve yabanî hayvana bile
sertliği yasaklamaktadır.
İslâm, bugün hayvana acıma
düşüncesiyle kurulmuş dernek ve cemiyetleri on üç asır geçmişti. O, hayvana
acımayı imanın bölümlerinden; hayvana şiddet ve katılığı cehennemin
gereklerinden saymıştır. Hz. Peygamber'in ashâbına anlattığına göre; "Bir
adam susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeği görünce kuyuya inerek ayakkabısı
ile su çıkarmış ve ona doyuncaya kadar içirmiştir. (Devamla Hz. Peygamber
şöyle buyurmuştur:) "Allah onun bu hareketini hoş görmüş ve onu
bağışlamıştır!" Bunun üzerine ashâb, ‘Y3a Rasûlallah! Hayvanlardan da
sevabımız var mı?' diye sormuşlar ve Hz. Peygamber de: "Her canlı yürekte bir
sevap vardır" cevabını vermiştir. Allah'ın mağfiretini gerektiren bu olayın
yanıbaşında Hz. Peygamber, Allah'ın azâbını ve gazabını gerektiren bir başka
durumu tasvir etmekte ve şöyle buyurmaktadır: "Bir kadın, ölünceye kadar
hapsettiği bir kedi yüzünden azâb edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı
hapsettiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine
bile izin ve imkân vermemişti." (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 151, 152,
Birr 133, 134).
Peygamberimiz, canlı bir
hayvanı hedef tahtası yapmayı yasaklamıştır. Av kasdı olmaksızın canlı hedefler
üzerine atış yapmak, herhangi bir hayvanı hedef tahtası yapmak yasaklanmıştır (Ebû
Dâvud, Cihad 51; Tirmizî, Cihad 30). İbn Ömer (r.a.) atıcılığı öğrenmek için
tavuğu nişan olarak kullanan kimseleri gördüğü zaman "Peygamber (s.a.s.) bu gibi
hallede canlı bir varlığı vâsıta olarak kullanan kimseyi lânetlemiştir" (İbn
Mâce; Nesâî) dedi. Horoz vb. hayvanları döğüştürme yasaklanmıştır: Abdullah bin
Abbas da der ki: "Peygamber (s.a.s.) hayvanları birbirine saldırtmayı
nehyetmiştir" (Ebû Dâvud, Cihad 51; Tirmizî, Cihad 30). Yine zararlı haşerat da
olsa hayvanları yakmayı yasaklar: "Ateşle (hayvanları) azâb etmek, ateşin
yaratıcısından başka hiç kimse için uygun ve meşrû değildir." (Ebû Dâvud,
Cihad 112, Âdâb 164). Yüzü dağlanmış bir merkep gördüğü zaman, "hayvanın
yüzünü dağlayan ve hayvanın yüzüne vuranları lânetlediğimi duymadınız mı?" (Ebû
Dâvud) buyurmuştur.   
Kur'ân-ı Kerim, câhiliyye devri
insanlarının, hayvanların kulaklarını yarmalarını ayıplamış ve bunu şeytanın işi
olarak vasıflandırmıştır (4/Nisâ, 119). Hayvanları kurban veya et için keserken
İslâm en kolay ve güzel şekilde hayvanların boğazlanmasını, bıçağın keskin
olmasını ve hayvana gösterilmemesi gerektiğini, bir hayvanı bir diğerinin önünde
kesmemeyi tavsiye eder. Dünya insanları, hayvan haklarını koruma dernekleri,
hayvancılar... hayvana acıma hususunda hayal güçlerini bile geçen bu tür dikkati
başka bir yerde görebilmiş değillerdir![1]

 



[1]
Yusuf el-Kardavî, İslâm'da Helâl ve Haram, s. 358-360.