Fecir | Konular | Kitaplar

Uğursuzluğa İnanmak.

Uğursuzluğa İnanmak



Uğursuzluğa İnanmak
 
Uğursuzluğa inanmak, bir şeyin
kötülük/şanssızlık getirdiğine inanmaktır. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
"Onlara bir iyilik gelince,
"Bu bizim hakkımızdır" derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve
onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı." (A'raf: 7/131)
Araplardan biri yolculuk etmek
ya da başka bir iş yapmak istediği zaman bir kuş tutar ve salıverirdi. Kuş sağ
tarafa giderse uğurlu sayar ve o işe başlardı. Sol tarafa giderse bunu uğursuz
kabul eder ve isteğinden vazgeçerdi. Rasûlullah (s.a.v.) bu davranışın hükmünü
şu hadisinde bildirmiştir:
"Uğursuzluğa inanmak
şirk'tir."[1]
Tevhidin kemaline ters düşen bu
haram davranışa şunlar da girer: Ayların uğursuzluğuna inanmak: Safer ayında
nikah yapmamak gibi... Günlerin uğursuzluğuna inanmak: Her ayın son çarşamba
gününün sürekli şanssız bir gün olduğuna inanmak gibi... Rakamların
uğursuzluğuna inanmak: 13 rakamı gibi... İsimlerin ya da özürlü insanların
uğursuzluğuna inanmak: Kişinin, dükkanını açmaya giderken yolda tek gözlü birini
görüp, bunu uğursuzluk kabul ederek geri dönmesi gibi... Buna benzer tüm
inanışlar haramdır. Ve şirk'tir. Rasûlullah (s.a.v.) bunlara inanan kimselerden
uzak olduğunu bildirmiştir. İmran İbni Husayn'dan (r.a.) Rasûlullah'ın (s.a.v.)
şöyle dediği rivayet edilir:
"Uğur yapan ve yaptıran,
kahinlik yapan ve yaptıran, (sanırım şunu da söyledi) sihir yapan ve yaptıran
bizden değildir."[2]
Uğursuzluk düşüncesine kapılan
bir kimsenin yapması gereken Abdullah İbni Amr'ın (r.a.) rivayet ettiği hadiste
bildirilmiştir. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Uğursuzluk düşüncesi bir
kimseyi işinden alıkoyarsa o kimse şirk koşmuştur."
"Ey Allah'ın Rasûlü! Bunun
karşılığında ne yapmak gerekir?" derler. Şöyle buyurur:
"O kimsenin ‘Allah'ım! Senin
verdiğin hayırdan başka hayır, senin verdiğin uğurdan başka uğur yoktur. Ve
senden başka ilah yoktur' demesi gerekir."[3]
Az ya da çok kötümser olmak
kişilerin tabiatında vardır. Bunun en önemli ilacı ise Allah azze ve celle'ye
tevekkül etmektir. İbni Mes'ud (r.a.) şöyle der:
"Hangimizin aklına böyle bir
şey gelmez ki! Fakat Allah, onu tevekkülle giderir."[4]

 



[1]
Ahmed Müsned: 1/389; Bkz. Sahihu'l-Cami: 3955.



[2]
Taberani el-Kebir: 18/162; Bkz. Sahihu'l-Cami: 5435.



[3]
Ahmed Müsned: 2/220; Bkz. es-Silsiletü's-Sahiha: 1065.




[4]
Ebu Davud, Hadis no: 3910; Bkz. es-Silsiletü's-Sahiha: 430.

Muhammed Salih el-Müneccid, İnsanların
Önemsemediği Sakınılması Gereken Haramlar, Karınca Yayınları: 19-20.