Fecir | Konular | Kitaplar

İhsân/Güzellik; İnsanda Toplam Kalite.

İhsân



İhsân/Güzellik; İnsanda Toplam Kalite
 
Kâmil insan denen, kaliteli
insanı ifâde eden Kur'anî kavramlardan biri "hüsn" kelimesinden türeyen ihsân
kavramıdır. Muhsin de, ihsânın gereklerini, güzellikleri yerine getiren
insandır. İhsân, her şeyi güzel, eksiksiz ve mükemmel yapmaktır. Bütün
davranışlarında Allah'ı görür gibi davranan ve daima Allah'ı yanında hisseden
insan, muhsin olma seviyesinin eşiğinden içeri girmiş demektir. Kalitenin
uygulama kavramları arasında yer alan "ölçülmüş davranış/performans", Allah'ın
huzurunda ve insanlarla ilişkilerinde "ölçülü" olmayı ifâde etmektedir. İş ve
davranışlarında ölçüyü aşmamak, yani ölçüyü elden kaçırmamak, bir kalite
meselesidir. Kur'an'da bu kaliteye ihsân, onu gerçekleştirene de muhsin
denmektedir. İfrâta, yani aşırılığa ve saldırganlığa kaçmadan davranışlarında
ölçülü olmak, büyük bir fazîlettir. Zulme karşı zulümden sakınmak, insanların
kötü sözlerine karşı üzülmemek, düşmanın entrikalarından dolayı
endişelenmemekteki sabır, ihsân kavramının içindeki mânâlardandır (16/Nahl,
126-128).
Fakirlerin elinden tutmak,
kinini yutmak ve insanları affetmek gibi erdemli davranışlar, kaliteli
davranışlardır. Bunlar da ihsân kavramının kapsamına girmektedir (3/Âl-i İmrân,
133-134). "İşi vaktinde yapmak" da ihsânın mânâlarından biridir. Muhsin adam,
işini vaktinde yapandır. Kur'an, kaliteli davranış, ya da kaliteli iş üretmenin
koşulu olarak, işin vaktinde yapılmasını öngörmektedir. Zümer sûresinin 54-58.
âyetleri ele alındığında, "işi vaktinde yapma"nın önemi görülmüş olacaktır.
Gelişme, ilerleme ve değişimin zamanında gerçekleşebilmesi, sürecin vaktinde
tamamlanıp pişmanlık duyulmaması için bu şarttır. Zamanı ertelemenin, süreci
sekteye uğratmanın ve işi vaktinde yapmamanın, bir zaman sonra azâba dönüşeceği
gerçeğine işaret eden Kur'an, bilginin en güzeline vaktinde uymayı şart
koşmaktadır. Âyet şöyledir: "Siz farkında olmadan ansızın başınıza azap
gelmezden önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline tâbi olun." (39/Zümer,
55). "En güzel"i tespit etmek ve hemen ona uymak, "en güzel'in hakkını
vermektir. En güzel olana vaktinde uymamak, azâbın gelmesine sebep olacaktır.
Vaktinde uyulmayan, tatbîkata konmayan bir "değer", toplumdan göç eder. Bu göç
ediş de, toplumun gelişimini, ilerlemesini, kaliteli iş üretimini geriletir ve
durdurur. Kaliteli iş üretimini durdurmak, azap olarak toplumun başına yağmasına
neden olur.
Kaliteli iş, çok çalışma
neticesinde elde edilecek bir değerdir. Bu değer, bir taraftan ilerlemeyi,
gelişmeyi ve kendini yenilemeyi temin edeceği gibi, diğer taraftan da bunlar, o
değere ulaşmayı sağlayacaklardır. Zâriyât sûresinin 16. âyetini 17. âyetiyle bir
araya getirince, muhsin insanın az uyku uyuyarak çok çalıştığını gündeme
getirdiği görülecektir. Âyetler şöyledir: "Rablerinin kendilerine verdiğini
alanlar, kuşkusuz bundan önce dünyada güzel davranırlardı, geceleri pek az
uyurlardı." (51/Zâriyât, 16-17). "Geceleri az uyumak" güzel, yani kaliteli
iş üretmenin önemli bir dinamiği olmaktadır. Bu tâbir, çok çalışıp geceyi de
değerlendirmeyi ifâde etmektedir. İlerleme, gelişme ve değişimin olmazsa olmazı,
çok çalışmaktır.[1] 

 

 




[1]
Bayraktar Bayraklı, Kur'an'da Değişim, Gelişim ve Kalite Kavramları,  7-8.