Fecir | Konular | Kitaplar

h) Necâset/Necis

h



h) Necâset/Necis:
 
Şeriate göre murdar ve pis olan
şeylere ‘necâset' denir. Bunun kökü ‘necis' kelimesidir ki, pis olan, temiz
olmayan şey demektir. Necis kelimesi iki anlamda kullanılır: Birincisi, hislerle
(duygularla) anlaşılan, ikincisi de gözle görülebilen, maddî olan
necâset/pislik.
Rabbimiz Kur'ân-ı Kerim'de
müşrikler için ‘necis' kelimesini kullanıyor:
"Ey iman edenler! Müşrikler
ancak bir pisliktir (neces)..." (9/Tevbe, 28).
Bu âyette "pis (necis)" tâbiri
değil de; "pislik (neces)" kavramı kullanılmıştır. Bu, hayli önemlidir. Pis bir
şeyin temizlenmesi, çok zor değildir; ama pislik öyle değildir ve ilişkide
olduğu başkalarına da kolaylıkla pisliği bulaşabilir. Şirk, mânevî bir
pisliktir. Bu pisliği/necâseti gönlünde taşıyan, murdar sayılmaktadır. Bu hüküm,
elbette onların insan olmaları yönünden değildir. Allah (c.c.) bütün insanları
temiz ve en güzel şekilde yaratmıştır. Hiç kimse doğuştan necis değildir. Ancak,
müşrikler, şirk gibi çirkin ve pis bir yola girmişlerdir. Girmekle
kalmamaktalar, şirklerini savunmaktalar, bu inançları uğruna İslâm'la savaşmaya
kalkışmaktalar.
Müşrikler ayrıca müslümanlar
gibi istincâ yapmazlar (tahâretlenmezler), abdest almazlar, gusül bilmezler,
İslâm'ın necâset dediği pisliklerden sakınmazlar. Yaşadıkları yerler dışarıdan
temiz görünse bile, hükmen temiz sayılmaz. Müşrikler, ancak İslâm'a iman ederek
ve imanın gereği olan tahâreti (temizliği) yaparak temiz olabilirler. O yüzden
İslâm'ı kabul eden birisi, tevhid inancını söyleyerek mânevî kirlerden arındığı
gibi, ikinci iş olarak gusül abdesti alarak maddî temizlikle de yükümlü tutulur.