Fecir | Konular | Kitaplar

Güzellik Duygusu.

Güzellik Duygusu



Güzellik Duygusu
 
Güzellik duygusu, insan
bünyesindeki hayret verici noktalardan biridir. İlim, bu duygunun mâhiyetini
bütünüyle açıklamaktan âcizdir. İlim, sadece dışa yansıyan taraflarını tesbit ve
tasvir eder, tezâhürlerini araştırıp inceler. İnsan, güzelliği, değişik
şekillerde hisseder. Değişik şekilleri vardır bu duygunun. Zaman olur duygusal
güzelliğe kapılır insan. Güzel bir manzaradan veya sevimli bir yüzden etkilenir.
Güzel bir vücut, göz alıcı bir renk cümbüşü ve tatlı bir nağmeden büyülenir.
Sayılamayacak kadar çok güzellik çeşitleri ve dereceleri vardır. Gün olur,
mânevî bir güzellik sarar insanın duygularını... Güzel bir düşünce, güzel bir
his, güzel bir hareket insanı duygulandırır.
Güzellik fıtrî bir duygudur.
İnsan hayatındaki çok önemli ve büyük meseleler, güzellik duygusu üzerine binâ
edilir. Sanat alanının en büyük dayanağı, güzellik duygusudur. Yine akîde için
de en büyük hazine güzellik duygusudur. Normal bir yaratılışa sahip olan insan,
güzellik duygusunun yüceliklerine daldıkça bu duygunun psişik sahadaki önemi
artar, hayata yön verici gücü fazlalaşır.[1]

Kur'ân-ı Kerim insanların
dikkatlerini hep güzele döndürür. Güzelliği doyasıya seyretmek ve kavrayabilmek
için şöyle buyurur: "O'dur ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı..."
(32/Secde, 7). Bu insan fıtratının gördüğü, gözünün seyrettiği, zihninin
kavradığı bir hakikattir, eşyanın şeklinde ortaya çıkan saf bir gerçektir.
Allah'ın yarattığı her şeyde bir güzellik göze çarpar.
Her şeyde eşsiz bir güzelliğin
hâkim olduğu eksiksiz bir âhenk vardır. Gören bir göz, hisseden bir gönül,
düşünebilen bir zihin bu âlemde bütünüyle bir âhenk ve güzellik bulur.[2]

"Binmeniz ve süs için
atları, katırları ve merkepleri (yarattı) ve daha sizin bilmediğiniz nice şeyler
(nakil vâsıtaları, binekler) yaratır." (16/Nahl, 8). Kur'an'ın ilk indiği
toplumlarda ve o devirdeki diğer toplumlarda bu gibi hayvanların mühim bir yeri
vardı. Deve, öküz, koyun, keçi, at, katır ve merkep türünden hayvanlar binek
hayvanı ve süs olarak kullanılırdı.
 
Bu hayvanları ihtiyaçları için
kullanmaktan başka, ayrıca sabahleyin salıverirken, akşamları dönerlerken
güzelce zevklenirlerdi. Sevimli görünüşleri, alımlı yürüyüşleri bir başka
güzellik arzederdi onlar için. "Binek ve süs hayvanı olarak" alımlı
görünüşlerindeki güzellik, ayrı bir canlılık katardı duygularına. Bu da
gösteriyor ki, Kur'an'ın hayata bakışında güzellik unsuru köklü bir yer işgal
ediyor. İhtiyaçların ötesine taşan duyguların tatminine önem veriyor. Güzellik
duygusunu tatmin etmeyi, hayvanî eğilim ve ihtiyaçların üstüne çıkmasını bilen
insanın mânevî arzularını doyurmayı gerekli görüyor.[3]   




 




[1]
Muhammed Kutub, İnsan Psikolojisi Üzerine Etüdler, s. 13



[2]
Seyyid Kutub, Fî Zılâli'l Kur'an, 11/515



[3]
Seyyid Kutub, a.g.e. 9/163-164