Fecir | Konular | Kitaplar

Güzel Davranışlarda Bulunanların Mükâfatı

Güzel Davranışlarda Bulunanların Mükâfatı

Güzel Davranışlarda Bulunanların Mükâfatı

"Kim verir ve sakınırsa, en
güzeli (hüsnâyı) tasdik ederse Biz de onu en kolaya hazırlar, onda başarılı
kılarız. Kim cimrilik edip vermez, kendini zengin sayıp hakka boyun eğmez, en
güzeli (hüsnâyı) de yalanlarsa, Biz de onu en zora yöneltiriz. Öylesi çukura
yuvarlandığı zaman malı kendisine hiç fayda vermez." (92/Leyl, 5-11).
Bu âyetlerde güzel davranışın
takvâyı da kapsadığını görmekteyiz. Bundan sonra, "en güzel (hüsnâ) söz
olan tevhidi tasdik eden" ifadesi, verme ve takvâyı izlemektedir. İnancıyla
birlikte güzel davranışlarda bulunan ve insanlara iyilik edip malını veren ve
Allah'tan korkan böyle insanların işi, dünya ve âhirette kolaylaşmıştır.
Davranışı Allah yanında makbuldür. Zira insanca/ihsânca davranışıyla Allah'ın
istediklerini yerine getirmiştir.
Güzel davranış sahiplerine
Allah ihsânla/güzellikle ve daha fazlasıyla karşılık verecektir.
"İhsân edenlere/güzel amel
işleyenlere, hüsnâ/daha güzel mükâfat (cennet), bir de fazlası vardır. Onların
yüzlerine ne bir toz (kara leke) bulaşır, ne de bir horluk (gelir). İşte onlar
cennet ehlidirler. Ve onlar orada ebedî kalacaklardır." (10/Yûnus, 26)
"Kim (Allah huzuruna) bir
hasene/güzellikle gelirse, ona getirdiğinin on katı vardır." (6/En'âm, 160).

İnsan, ihsân üzere olur, güzel
işler yaparsa, davranışlarını ihsân üzere gösterirse, bunun karşılığı olarak
ihsân görür, güzellikle muâmele edilir.
"İhsânın karşılığı ihsândan
başka bir şey midir?" (55/Rahmân, 60)
"Allah, ihsân sahiplerinin
(güzel iş yapanların) mükâfatını zâyi etmez." (11/Hûd, 115)
"İhsân edin (her türlü
hareket ve davranışınızı güzel ve dürüst yapın); Allah muhsinleri (güzel iş
yapanları) sever." (2/Bakara, 195)
İhsâna ihsânla, güzel davranışa
güzelliklerle karşılık; hem dünyada, hem de âhirette ayrı ayrı verilecektir
(3/Âl-i İmrân, 148; 16/Nahl, 39; 39/Zümer, 10). İhsâna karşılığın en güzeli
Allah katındadır (3/Âl-i İmrân, 14, 195; 13/Ra'd, 29; 38/Sâd, 25, 40, 49).
İnsanların dünyada işledikleri
ameller ne kadar ihsân vasfında güzel olursa olsun, Allah'ın ihsânıyla, âhirette
vereceği güzelliklerle mukayese edilmez. Zaten insanın ihsân üzere yaşayıp
güzellikler sergilemesi de Allah'ın bir lutfu ve ihsânıdır, O'nun yardımıyladır.
Bunları düşünen insan, yaptığı güzelliklerden dolayı nefsine pay çıkarıp
kibirlenmemeli, ihsânını riyâ ve gurur pisliklerinde kirletmemelidir.
Allah, güzel davranışlarda
bulunan muhsinlerle beraberdir, onları sever, onları korur, onlara dünya ve
âhirette iyilikler verir (2/Bakara, 195; 3/Âl-i İmrân, 134, 147; 5/Mâide, 13,
85, 93; 7/ A'râf, 57; 9/Tevbe, 120; 29/Ankebût, 69 vd). Allah'ın rahmeti
sürekli muhsinlerle, güzellik sergileyenlerle beraber olur (7/A'râf, 56).
Muhsinler, kopmaz bir ipe bağlanmış olurlar (31/Lokman, 22). Kur'an, muhsinlere
rahmet sunar (31/Lokman, 3; 46/Ahkaf, 12). İhsân sahiplerinin aleyhine bir yol
(onları yenik duruma düşürme) yoktur (9/Tevbe, 91).
"Rabbimiz, bize dünyada da
hasene/güzellik ver, âhirette de hasene/güzellik ver." (2/Bakara, 201)

"Güzele güzel dersin naz eder;
çirkine güzel dersin haz eder." (Atasözü)
"Güzele güzelsin deme. Belki
gururundan çirkinleşebilir."
"Ben güzele güzel demem, /
Güzel benim olmayınca."
"Güzelliğin on para etmez, / Bu
bendeki aşk olmasa."
"Kişi kimi seviyorsa odur en
güzel."
"Güzel olan şeyler, ancak
kendilerinden anlayan ve hoşlanan kimselere güzel gelir."
"Rûhun güzelliği, bedenin
güzelliği kadar kolaylıkla görülmez."
"Eserdir, sanattır, dildir
rûhun güzelliğini gösteren."
"Güzelle faydalıyı aynı yerde
bir araya getirmek, çoğu zaman mümkün değildir."
"İç hayatımızın hazinesini
zenginleştiren her şey güzeldir."
"Yüz güzelliği, yaz yemişi
gibidir. Çabuk çürür, çok dayanmaz."
"Zaman, o hırsızların en
belâlısı, / Çalmış güzelin nesi var, nesi yoksa."
"Güzellik kanatlıdır, çok çabuk
uçar."
"Satılan ve satın alınan
güzellikler, yapay/sanal güzelliklerdir; saf/doğal değildir."
"Güzellik, Allah'ın
armağanıdır."
"Asırlardır bu böyledir, /
Bütün kötülükler geçer; / Yaşar iyi ve güzel olan."
"Bu hayata değer verdiren tek
şey, sonsuz güzelliğin görülmesidir."
"İnsan, bu geçici dünyada
güzelliği görünce gerçek güzelliği hatırlar ve ona doğru uçmak için yanar
tutuşur."
"Güzelle iyinin arasında bir
fark vardır; İyinin ispatlanmaya ihtiyacı vardır, güzel ise güzeldir."
"Güzel ve göz alıcı her şey iyi
olmayabilir; ancak iyi olan her şey güzeldir."
"Doğru olan bir şey, hep güzel
ve akla yakındır."
"Güzellik gerçektir; gerçek de
güzelliktir."
"Bana Allah'ı hissettirmeyen
câmi, ne kadar muhteşem olsa bile, güzel değildir."
"Güzel gören, güzel düşünür;
güzel düşünen hayatından lezzet alır."
"Güzel ahlâklı, güzel düşünür.
Güzel düşünen, güzel levhaları görür. Fenâ ahlâklı fenâ düşündüğünden, fenâ
levhaları görür."
"Her şey ya hakikaten güzeldir;
ya bizzat güzeldir veya neticeleri itibarıyla güzeldir."
"Bir kısım olaylar vardır ki,
zâhiri çirkin ve karışıktır. Fakat o zahirî perde altında çok parlak güzellikler
ve intizamlar vardır."
"Her şeyin bir mülk, diğeri
melekût; yani biri dış, diğeri iç olmak üzere iki yönü vardır. Mülk ciheti, bazı
şeylerde güzeldir ve şeffaftır; Aynanın dış yüzü gibi. O yüzden, çirkin görünen
şeyin yaratılışı, çirkin değildir, güzeldir. Aynı zamanda o çirkinlerin
yaratılışı, güzellikleri tamamlamak içindir. O yüzden çirkinin de bir çeşit
güzelliği vardır."
"Güzellik bir nimettir. Nimete
şükredilse, mânen ziyâdeleşir/artar; Şükredilmezse değişir, çirkinleşir."
"Güzel değil
batmakla kaybolan mahbûp/sevgili. Çünkü, zevâle/yokluğa mahkûm, gerçek güzel
olamaz. Ebedî sevgi için yaratılan ve İlâhî ayna olan kalp ile
sevilmez/sevilmemeli.