Fecir | Konular | Kitaplar

Tehlike (tehlüke)

Tehlike



 
Tehlike (tehlüke):



 

Helâk
kökünün türevlerinden olan "tehlüke": Helâke Sebep olan, helâke götüren şeydir:



"(Mallarınızı) Allah yolunda infak edip harcayın, kendi ellerinizle kendinizi

tehlikeye atmayın, ihsân/iyilik edin, doğrusu Allah Muhsinleri, iyilik edenleri
sever."

(2/Bakara,
195).
Bu
âyette müslümanlara, Allah yolunda mallarını infak edip harcamaları,
cimrilik edip kendi elleriyle kendilerini
tehlikeye atmamaları, iyilik etmeleri, Allah'ın, iyilik edenleri sevdiği
buyurulmaktadır.

Savaşla ilgili âyetlerin ardından gelen bu âyet,
savaş masraflarını karşıla­mak için müslümanları Allah için mal-para vermeye
teşvik etmektedir. Çünkü savaş, paraya dayanır. Mâlî destek olmadan savaşı
sürdürmek mümkün değildir. Savaş masraflarının, müslümanlar tarafından
karşılanması gerekir. Şâyet Müslümanlar cimrilik eder, savaş masraflarını
karşılamazlarsa kendi elleriyle kendilerini tehlikeye atmış olurlar. Çünkü
kendilerinden güçlü or­dulara, yenilip perişan olurlar. Âyetin sonunda Allah'ın,
iyilik edenleri sevdiği belirtilmek sûretiyle Allah yolunda mal-para harcamanın
önemi vurgulanıyor.

Buhârî'nin Huzeyfe'den naklettiğine göre âyet
sadaka/infak hakkında inmiştir. Müslümanların İstanbul'u kuşattığı sırada bir
müslüman, düşman saflarına hücum edip düşmanın arasına dalmış, sonra çıkıp
gelmiş, herkes ona: "Subhânellâh! Kendisini tehlikeye attı!" diye bağırmış, Ebû
Eyyûb (el-Ensârî) onlara: "Siz, âyeti yanlış yorumluyorsunuz. Bu âyet biz Ensâr
hakkında inmiştir. Allah, dinini güçlendirip, dinin yardımcıları çoğalınca biz
kendi aramızda: ‘Keşke artık biz mallarımızın başına dönsek de onlara baksak!'
demiştik de Allah bu âyeti indirdi." demiştir (Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'an,
II/361-362; İbn Kesir, Tefsir, I/229).[1]

 




[1] Süleyman Ateş, Kur'an Ansiklopedisi, c. 25,
s. 196-198