Fecir | Konular | Kitaplar

Pompei de Aynı Sona Uğramıştı

Pompei de Aynı Sona Uğramıştı



Pompei
de Aynı Sona Uğramıştı:



 

Kuran'da, Allah'ın kanunlarında hiçbir
değişiklik olmadığı şöyle haber verilir: "...Onlara uyarıcı/korkutucu
geldiğinde, nefretlerinden başkasını arttırmadı. (Hem de) Yeryüzünde büyüklük
taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi
sahibinden başkasını sarıp kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden
başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir
değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de
bulamazsın." (35/Fâtır, 42-43)

Evet, "Allah'ın sünnetinde (kurallarında) hiçbir
değişiklik" yoktur. Allah'ın kurallarına aykırı giden, O'na başkaldıran herkes,
aynı İlâhî kanunla karşılık görür. Roma İmparatorluğu'nun dejenerasyonunun
sembolü olan Pompei de, aynı Lût kavmi gibi, cinsel sapkınlıklara batmıştı. Sonu
da Lût Kavmi'yle benzer oldu.

Pompei'nin helâki, Vezüv Yanardağı'nın
patlamasıyla gerçekleşmişti. Vezüv Yanardağı, İtalya'nın, özellikle de Napoli
kentinin sembolüdür. Yaklaşık, 2000 yıldan beri suskun olan Vezüv "İbret Dağı"
şeklinde Adlandırılır. Vezüv'ün bu şekilde tanımlanması boşuna değildir. Ünlü
Sodom ve Gomorra kentlerinin başına gelen felâketle, Pompei fâciası birbirine
çok benzemektedir.

Vezüv'ün batı yamacında Napoli, doğu yamacında
ise Pompei kenti yer alır. Yaklaşık 2000 yıl önce yaşanan bir lav ve kül
felâketi, bu kentin insanlarını ani bir biçimde yakalamıştı. Felâket öylesine
ani olmuştu ki, her şey 2000 yıl öncesinde olduğu gibi kaldı. Sanki zaman
dondurulmuştu.

Pompei'nin böyle bir felâketle yeryüzünden
silinmesinde elbette ders çıkarılabilecek bir yön vardı. Tarihi kayıtlar, şehrin
yok olmadan önce tam bir sefahat ve sapkınlık merkezi olduğunu gösteriyor.
Şehrin en belirgin özelliği, fuhuşun çok yaygın olmasıydı. Ancak Vezüv'ün
lavları bir anda tüm kenti haritadan sildi. Olayın en ilginç yanı ise, kentin
günlük yaşantısı içinde, Vezüv'ün korkunç patlamasına rağmen, kimsenin kaçmamış
ve Âdeta büyülenerek felâketin farkına bile varamamış olmalarıydı. Yemek yiyen
bir aile, o andaki gibi aynen taşlaşmıştı. Cinsel birleşme halinde, sayısız
taşlaşmış çift bulunmuştu. Daha da önemlisi, bu çiftler arasında, aynı cinsten
olanlar, küçük erkek ve kız çocuklar da vardı. Pompei kalıntılarından çıkarılan
taşlaşmış insan cesetlerinin, bazılarının yüzleri hiç bozulmÂdan kalmıştı. Genel
yüz ifâdesi şaşkınlıktı.

İşte fâcianın en akıl almaz yönü burÂdAdır.
Nasıl olmuş da binlerce insan hiçbir şey görmeden ve duymÂdan, Âdeta ölümün
gelip kendilerini yakalamasını beklemişlerdir? Olayın bu yönü, Pompei'nin
yokoluşunun Kuran'da anlatılan helâk olaylarına benzediğini gösteriyor. Çünkü
Kuran'da, helâk olayları anlatılırken "birden yok olma" üzerinde durulur.
Örneğin Yasin Sûresi'nde anlatılan "şehir halkı", tek bir anda topluca
ölmüşlerdir. Sûrenin 29. âyetinde bu durum şöyle anlatılır: "(Onlara)
Yalnızca bir tek çığlık (yetti); anında sönüverdiler." (36/Yâsin, 29)

Kamer Sûresi'nin 31. âyetinde Semûd kavminin
helâki anlatılırken de yine "ânında yok olma" olayına dikkat çekilir: "Çünkü
Biz onların üzerine bir tek çığlık gönderdik. Böylece onlar, ağıldaki çalı-çırpı
olan kuru ot gibi oluverdiler. " (54/Kamer, 31)

Pompei halkının ölümü de âyetlerde anlatıldığı
şekilde, "anında yok olma" tarzında gerçekleşmiştir. Tüm bunlara rağmen,
Pompei'nin eski yerinde bugün olaylar pek fazla değişmiş değil. Napoli'nin
sefahat mahalleleri, Pompei'den hiç aşağı kalmıyor. Kapri Âdası, eşcinsellerin
ve çıplakların kamp yaptıkları bir üs durumunda. Kapri Âdası turizm
reklamlarında "Eşcinseller Cenneti" olarak tanımlanıyor. Sonuçta, yine bölge
halkının aynı tür bir yaşamı seçtikleri görülüyor. Yalnızca Kapri'de ve
İtalya'da değil, dünyanın hemen hemen her tarafında bu tür bir ahlaki
dejenerasyon yaşanmakta ve insanlar geçmiş kavimlerin başlarına gelen
felâketlerden ders almamakta ısrar etmektedirler.