Fecir | Konular | Kitaplar

Âd Kavminin Pınarları ve Bahçeleri

Âd Kavminin Pınarları ve Bahçeleri



Âd Kavminin
Pınarları ve Bahçeleri:



 

Günümüzde Güney Arabistan'a seyahat eden bir
kişinin en sık karşılaşacağı şey, geniş çöl alanları olacaktır. Şehirlerin ve
sonrÂdan ağaçlandırılmış bölgelerin dışında kalan yerlerin çoğu kumlarla
kaplıdır. Bu çöller, yüzlerce belki de binlerce yıldır burada bulunmaktadırlar.



Ancak Kuran'da, Âd Kavmini anlatan âyetlerin
birinde önemli bir bilgi verilir. Kavmini uyaran Hz. Hûd, onlara Allah
tarafından bahşedilmiş olan pınarlara ve bahçelere dikkat çekmektedir:



"Artık Allah'tan korkup-sakının ve bana itaat
edin. Bildiğiniz şeylerle size yardım edenden korkup-sakının. Size hayvanlar,
çocuklar (vererek) yardım etti. Bahçeler ve pınarlar da. Doğrusu, ben sizin için
büyük bir günün azâbından korkuyorum."
(26/Şuarâ, 131-135)

Ama belirttiğimiz gibi, İrem şehriyle
özdeşleştirilen Ubar, veya bölgede Âd kavminin yaşaması muhtemel olan herhangi
bir yer, bugün tümüyle çöllerle kaplıdır. Öyleyse Hz. Hûd neden kavmini
uyarırken böyle bir ifâde kullanmıştır?

Cevap, tarihteki iklim değişimleridir. Tarihsel
kayıtlar, günümüzde çölleşmiş bulunan bu yerlerin, bir zamanlar oldukça verimli
ve yeşil bir toprak olduğunu göstermektedir. Bölgenin büyük bir kısmı,
günümüzden birkaç bin yıl öncesine kadar Kuran'da anlatıldığı gibi yeşil
alanlarla ve pınarlarla kaplıydı, bölge halkları da bu nimetlerden
faydalanıyordu. Ormanlar, bölgenin sert iklimini yumuşatıyor ve yaşamaya daha
uygun hale getiriyordu. Çöl yine vardı ancak günümüzdeki kadar geniş bir alan
kaplamıyordu.

Güney Arabistan'da, Âd Kavmi'nin yaşadığı
bölgelerde bu konuya ışık tutacak önemli ipuçları elde edildi. Bunlar, bölgede
yaşayan kavimlerin gelişmiş bir sulama sistemi kullandıklarını gösteriyordu. Bu
sulama sistemi tek bir amaca hizmet ediyor olabilirdi: Sulu tarım. Günümüzde
yaşamaya elverişli olmayan bu bölgelerde insanlar bir zamanlar tarım
yapıyorlardı.

Uydudan çekilen resimlerde Ramlat at Sab'atayan
isimli bir yerleşim bölgesinde çeşitli sulama kanalları ve baraj kalıntıları
bulunmuştu. Bu yapıların şekilleri ve boyutları, bunların bu bölgede yaşayan
200.000 kişilik bir topluluğa yetecek kadar büyük olduklarını gösteriyordu (Joachim
Chwaszcza, Yemen, 4 PA Press, I992).

Araştırmayı yürüten arkeologlardan Doe şöyle
demişti: "Ma'rib çevresinde bulunan alan o kadar verimliydi ki, bir zamanlar
Ma'rib ve Hadramût arasında kalan bölgede çok yüksek verimli bir tarım yapıldığı
söylenebilir." (Joachim Chwaszcza, Yemen, 4PA Press, I992)

Yunanlı klasik yazar Pliny de yazılarında bu
bölgede bulunan verimli topraklardan, sislerle kaplı, ağaçlıklı dağlardan ve
kesintisiz uzanan ormanlardan bahsediyordu. Hadramîlerin başkenti Sabwah
yakınlarında erken döneme ait bazı tapınaklardaki yazıtlarda, bu bölgede
hayvanların avlandığından ve bunların kurban edildiklerinden söz ediliyordu.
Bütün bunlar, bu bölgede bir zamanlar çöllerin yanı sıra verimli toprakların da
geniş bir alan kaplAdığını gösteriyordu.

Bir bölgenin çölleşmesi için geçerli olan süre,
çeşitli araştırmalara konu olmuştur. Bunlardan biri, Smithsonian Enstitüsü'nün
Pakistan'da yaptığı araştırmadır. Ortaçağ'da verimli bir aRâzî olduğu bilinen
bir bölgenin günümüzde 6 metrelik bir kum tepesine dönüştüğü görülmüştür.
Kumlar, günde 15 cm. kadar kalınlaşabilmekte ve böylece en yüksek yapıları bile
zaman içinde yutabilmekte, bunları sanki hiç var olmamış gibi örtebilmektedir.
Yemen'de Timna bölgesinde 1950'li yıllarda başlatılan kazılar sonucu ortaya
çıkartılan yapılar, günümüzde tekrar kumlara gömülmüştür. Mısır piramitleri de
bir zamanlar tümüyle kumlar altındaydı ve ancak çok uzun süren kazılar sonucunda
tekrar yeryüzüne çıkartılabilmişlerdi. Kısacası, bugün çöl olarak bilinen bir
bölgenin geçmişte daha değişik bir görünüme sahip olması olası bir durumdur.