Fecir | Konular | Kitaplar

Tek Ta ıya İnanan Firavun; IV. Amenofis

Tek Tanrıya İnanan Firavun



Tek Tanrıya İnanan
Firavun; IV. Amenofis:



 

Mısır firavunları çoğunlukla zorba, baskıcı,
savaşçı ve acımasız kişilerdir. Bu firavunların ortak özellikleri; Mısır'ın çok
tanrılı dinini benimsemeleri ve bu din sayesinde kendilerini
tanrılaştırmalarıdır.

Ancak Mısır tarihinde bir tek Firavun vardır ki,
diğerlerinden çok farklıdır. Bu Firavun tek bir Yaratıcı'ya inanılması
gerektiğini savunmuş, bu yüzden  Amon Rahipleri ve bunlara destek veren bazı
askerler tarafından büyük baskıya maruz kalmış, sonunda da öldürülmüştür. Bu
Firavun MÖ 14. yüzyılda başa geçmiş olan IV. Amenofis'tir.

IV. Amenofis MÖ 1375'te tahta çıktığında
yüzyılların getirdiği bir tutuculuk ve gelenekçilik ile karşılaştı. Bu döneme
dek toplum yapısı ve halkın kraliyet sarayı ile olan ilişkileri değişmeden
gelmişti. Toplum, dış olaylara ve dinsel yeniliklere kesin olarak kapılarını
kapalı tutuyordu. Antik Yunan gezginleri tarafından da tespit edilen bu çılgın
tutuculuk, yukarıda da açıkladığımız gibi, Mısır'ın doğal coğrafi koşullarından
kaynaklanmaktaydı.

Firavunların halka benimsettirdiği resmi din,
eski ve geleneksel olan herşeye katıksız bir bağlılığı zorunlu kılıyordu. Oysa
IV. Amenofis, resmi dini benimsemiyordu. Tarihçi Ernst Gombrich şöyle yazıyor:
Eski geleneğin kutsAdığı bir çok alışkanlığı kaldırıp, halkının, garip bir
biçimde betimlenmiş sayısız tanrısına saygı göstermek istemedi. Onun için tek
bir yüce tanrı vardı, o da Aton'du. Aton'a taptı ve onu güneş biçiminde
imgeleştirtti. Öteki tanrıların rahiplerinin etkisinden korunmak için, sarayını
bugünkü El-Amarna'ya taşıdı (E. H. Gombrich, Sanatın Öyküsü, Çev. Bedrettin
Cömert, 4.b., İstanbul: Remzi Kitabevi, 1992, s. 41).

Babasının ölümünden sonra genç yaştaki IV.
Amenofis, büyük bir baskıya maruz kaldı. Bu baskının Sebebi, geleneksel çok
tanrılı Mısır dinini değiştirerek tek tanrı inancına dayalı bir din getirmiş
olması ve her alanda köklü değişikliklere girişmesiydi. Ancak Teb önde gelenleri
bu dini tebliğ etmesine müsâade etmediler. IV. Amenofis ve ahalisi Teb şehrinden
uzaklaşarak Tell El-Amarna'ya yerleştiler. Burada "Akh-en-aton" Adında yeni ve
modern bir şehir inşa ettiler. IV. Amenofis de "Amon'un Hoşnutluğu" anlamına
gelen Adını, Akh-en-aton yani "Aton'a Boyun Eğen" olarak değiştirdi. Amon, çok
tanrılı Mısır dininde en büyük toteme verilen isimdi. Aton ise, Amenofis'e göre
"göklerin ve yerin yaratıcısı" idi, ki bu sıfatla Allah'ı kast etmiş olması
kuvvetle muhtemeldir.

Bu gelişmelerden hoşnut olmayan Amon Rahipleri,
ülkenin içinde bulunduğu bir ekonomik krizden de faydalanarak Akhenaton'un
gücünü elinden almak istediler. Düzenlenen bir komplo ile Akhenaton zehirlenerek
öldürüldü. Ondan sonra gelen firavunlar da hep rahiplerin etkisi altında
kaldılar.

Akhenaton'dan sonra başa asker kökenli
firavunlar geçti. Bunlar eski geleneksel çok tanrılı dini yeniden
yaygınlaştırdılar ve eskiye dönüş için önemli bir çaba harcAdılar. Yaklaşık bir
yüzyıl sonra da Mısır tarihinin en uzun süre hükümdarlık yapacak firavunu II.
Ramses başa geçti. Ramses, birçok tarihçiye göre İsrailoğulları'na eziyet eden
ve Hz. Mûsâ ile mücâdele eden firavundu (Eli Barnavi, Historical Atlas of The
Jewish People, London: Hutchinson, 1992, s. 4; "Egypt", Encyclopædia Judaica,
Cilt 6, s. 481 ve "The Exodus and Wanderings in Sinai", Cilt 8, s. 575; Le Monde
de la Bible, No: 83, Temmuz-Ağustos 1983, s. 50; Le Monde de la Bible, No:102,
Ocak-Şubat 1997, ss. 29-32; Edward F. Wente, The Oriental Institute News and
Notes, No:144, Kış 1995; Jacques Legrand, Chronicle of The World, Paris: Longman
Chronicle, SA International Publishing,1989, s. 68; David Ben-Gurion, A
Historical Atlas Of the Jewish People, New York: Windfall Book, 1974, s. 32).