Fecir | Konular | Kitaplar

Ashâb-ı Kehf Efes'te mi?

Ashâb



Ashâb-ı
Kehf Efes'te mi?:



 

Ashâb-ı Kehf'in yaşadığı şehir ve
sığındığı mağara konusunda çeşitli kaynaklarda değişik yerler gösterilmektedir.
Bunun en büyük Sebebi, halkın, bu denli cesur ve yiğit insanların kendi
yaşadıkları ortamda olmalarını istemeleri ve bu bölgelerdeki mağaraların
birbirine çok benzemesidir. Örneğin bu yerlerin hemen hepsinde mağaraların
üzerine yapıldığı belirtilen birer mabed vardır.

Bilindiği gibi Efes Hıristiyanlarca
kutsal kabul edilir. Çünkü Efes'te şimdi kiliseye dönüştürülmüş olan ve Hz.
Meryem'e ait olduğu söylenen bir ev vardır. Ashâb-ı Kehf'in Hıristiyanlarca
kutsal kabul edilen bu yerlerde yaşamış olması da onlara göre büyük ihtimaldir.
Hatta bazı Hıristiyan kaynakları yer konusunda kesinlik bildirirler.

Konuyla ilgili en eski kaynak Suriyeli
rahip Saruclu James'e aittir. (Doğumu MS 452) Ünlü tarihçi Gibbon Roma
İmparatorluğunun Çöküşü Adlı kitabında James'den birçok alıntı yapmıştır. Buna
göre, yedi Hıristiyan gence işkence yaparak onları mağaraya sığınmaya zorlayan
kralın ismi, İmparator Decius'tur. Decius Roma İmparatorluğu'nu MS 249-251
yılları arasında yönetmiştir ve onun dönemi Hz. İsa'yı takip edenlere yapılan
işkencelerle ünlüdür. Müslüman tefsircilere göre olayın geçtiği yer "Aphesus"
veya "Aphesos"tur. Gibbon'a göreyse bu yerin ismi Ephesos (Efes)tir. Yani
AnÂdolu'nun batı sahilinde, Roma'nın en büyük limanlarından ve en büyük
şehirlerinden biri... Bu şehrin harabeleri bugün de Efes Antik Kenti olarak
bilinmektedir.

Gençlerin uzun uykularından
uyandıkları dönemin İmparatorunun Adı ise müslüman araştırmacılara göre
Tezusius, Gibbon'a göre ise II. Theodosius'tur. Bu İmparator, Roma İmparatorluğu
Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra MS 408-450 yıllarında tahtta bulunuyordu.



Bazı tefsirlerde aşağıdaki âyeti
açıklarken, mağaranın ağzının kuzeye baktığından ve bu nedenle güneş ışığının
içeri girmediğinden sözedilir. Böylece mağaranın önünden geçen birinin içeriyi
görmesi de mümkün değildir. Nitekim âyette de şöyle denmektedir:
"(Onlara baktığında) görürsün ki, güneş
doğduğunda onların mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan
keser geçerdi ve onlar da onun (mağaranın) geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın
âyetlerindendir." (18/Kehf, 17)

Arkeolog Dr. Mûsâ Baran da, Efes Adlı kitabında
gençlerin yaşadığı yer olarak Efes'i gösteriyor ve ekliyor: Milattan önce 250
yılında Efes'te yaşayan 7 genç Hıristiyanlığı seçer ve putperestliği
reddederler. Kaçış yolu arayan gençler, Pion dağı'nın doğu yamacında bir mağara
bulurlar. Romalı askerler bunu görüp mağara girişine bir duvar örerler (Mûsâ
Baran, Efes, ss. 23-24).

Bugün bu kalıntı ve mezarların üzerlerine birçok
dini yapı inşa edildiği biliniyor. 1926'da Avusturya Arkeoloji Enstitüsü
tarafından bölgede yapılan kazılardan sonra, Panayır (Pion) Dağı'nın doğu
yamacında bulunan kalıntıların, V. yüzyılın ortalarında (II. Theodosius dönemi)
Ashâb-ı Kehf Adına yapılmış olan yapıya ait olduğu bilinmektedir (L. Massignon,
Opera Minora, c. III, s. 104-108).