Fecir | Konular | Kitaplar

Kur'ân-ı Kerim'de Hüzün Kavramı

Kur



Kur'ân-ı Kerim'de Hüzün Kavramı

 

Kur'ân-ı Kerim'de iki âyette "hüzün",
üç âyette aynı anlamda "hazen", otuz yedi âyette de aynı kökten fiiller olmak
üzere toplam 42 yerde hüzün ve türevleri geçmektedir. Bu âyetlerin çoğunda
mü'minlerin âhirette  üzüntüsüz  bir  hayat  yaşayacakları  haber  verilmekte 
(2/Bakara,  38, 62; 6/En'âm, 48; 10/Yûnus, 62); Rasûl-i Ekrem'e ve mü'minlere
hitaben, inkârcıların kendilerine karşı haksız söz ve davranışlarından veya
mâruz kaldıkları çeşitli sıkıntılardan dolayı üzülmemeleri, metin olmaları
tavsiye edilmektedir (3/Âl-i İmrân, 139; 15/Hıcr, 88; 29/Ankebût, 33). Yûsuf
sûresinin 84 ve 86. âyetlerinde, Hz. Yûsuf'un başına gelenler sebebiyle babası
Hz. Ya'kub'un çektiği şiddetli acı ve üzüntü, hüzün kelimesiyle ifade
edilmektedir.

"...Allah'a ve âhiret gününe hakkıyla
iman edip sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar
için herhangi bir korku olmadığı gibi onlar için hüzün de yoktur (onlar
üzülmeyeceklerdir)."
 (2/Bakara, 62)

"Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye
kapılmayın. Eğer (gerçekten) iman etmişseniz, üstün gelecek olan sizsiniz."
(3/Âl-i İmrân, 139)

"Rasûlüm, küfürde/inkârda yarışanlar
sana hüzün vermesin (seni üzüp kaygılandırmasın). Çünkü onlar, Allah'a hiçbir
zarar veremezler. Allah onlara, âhiretten yana bir nasip vermemek istiyor. Onlar
için çok büyük bir azap vardır."
(3/Âl-i İmrân, 176)

"Ey Rasûl! Kalpleri iman etmediği
halde ağızlarıyla ‘iman ettik' diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde 
koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin..."
(5/Mâide, 41)

"Eğer siz ona (Rasûlullah'a) yardım
etmezseniz (bu önemli değil); ona Allah yardım etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki
kişiden biri olarak (Ebûbekir ile birlikte Mekke'den) çıkarmışlardı; hani onlar
mağaradaydı; o, arkadaşına: ‘Üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir' diyordu.
Bunun üzerine Allah ona (sükûnet sağlayan) emniyetini indirdi, onu sizin
görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı.
Allah'ın sözü ise zaten yücedir. Çünkü Allah azîzdir/üstündür, hikmet
sahibidir." (9/Tevbe, 40)

"Kendilerine (savaş için gerekli)
binek sağlaman için sana geldiklerinde: ‘Sizi bindirecek bir binek bulamıyorum'
deyince, infak edip Allah yolunda harcayacak bir şey bulamadıklarından dolayı
üzüntüden gözleri yaş dökerek dönen kimselere de (sorumluluk yoktur)."
(9/Tevbe, 92)

"Dikkat edin, Allah'ın dostlarına
korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar, iman edip de takvâ sahibi
olanlardır. Dünya hayatında da âhirette de onlara müjde vardır. Allah'ın
sözlerinde asla değişme yoktur. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir. (Rasûlüm,)
Onların (müşriklerin) sözleri seni üzmesin. Çünkü bütün izzet (ve üstünlük)
Allah'ındır. O, işitendir, bilendir."
(10/Yûnus, 62-65)

"Bunlar (hidâyet üzere olanlar), iman
edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki,
kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur."
(13/Ra'd, 28)

"Sabret! Senin sabrın da ancak
Allah'ın yardımı iledir. Onlardan dolayı kederlenme; üzülme, kurmakta oldukları
tuzaktan dolayı kaygı duyma!"
(16/Nahl, 127)

"En büyük dehşet dahi onları üzmez,
tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: â€˜İşte bu size vaad edilmiş
olan (mutlu) gününüzdür."
(21/Enbiyâ, 103)

"(Cennete girmeyi hak eden mü'minler
şöyle) derler: ‘Bizden hüznü, tasayı gideren Allah'a hamd olsun. Doğrusu
Rabbimiz çok bağışlayan, çok nimet verendir."
(35/Fâtır, 34)

"Şüphesiz, ‘Rabbimiz Allah'tır' deyip
sonra dosdoğru yolda yürüyenlerin üzerine melekler iner. Onlara: ‘Korkmayın,
üzülmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!' derler."
(41/Fussılet, 30)

"Ey âyetlerimize iman eden ve müslüman
olan kullarım! Bugün size korku yoktur. Sizler üzülmeyeceksiniz de. Siz ve
eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete giriniz!"
(43/Zuhruf, 68-70)

"Rabbimiz Allah'tır deyip sonra
dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar cennet
ehlidirler. Yapmakta olduklarına karşılık orada ebedî kalacaklardır."
(46/Ahkaf, 13-14)