Fecir | Konular | Kitaplar

İblis/Şeytan ve Özellikleri

İblis




İblis/Şeytan ve
Özellikleri



 

Ruhanî varlıklar üç kısımdır. Birinci kısma
girenler, Allah'a itaat ve ibadet eden meleklerdir ki, bunlar Allah'a hiç isyan
etmezler, yanlış iş yapmazlar ve insanı aldatmazlar.

İkinci kısımdakiler, şerir ve isyankâr olan
şeytanlardır. Bunlar, insanları aldatırlar, şer ve kötülük için çalışırlar.
Üçüncü nevi ruhanî yaratıklar ise, ikisi ortası olan gizli yaratıklardır.
Bunların hayırlıları ve Allah'a itaat edenleri olduğu gibi; şerlileri ve Allah'a
isyan edenleri de  vardır. Özel anlamıyla cin, bunlara denir. Cin
denince, mü'mini de kâfiri de olan ruhanî varlıklar anlaşılır.

Hz. Âdem'e secde emrine kadar,
hissiyatına/nefsine dokunan bir teklif yapılmamış ve imtihan olunmamıştı. Onun
bu âna kadar, Allah'ın emirlerine göre mi, yoksa öz nefsinin isteklerine göre mi
hareket ettiği bilinmiyordu. İlk imtihanında kaybetti; Âdem'e secde emri, onun
hissiyâtına ters düştü. Emri yerine getirmekten kaçındı.

Eski adı Azâzil olan olan şeytan, Hz. Adem'e
secdeyi kabul etmediği andan itibaren, "hayırdan ümidini kesmiş, pişmanlık ve
üzüntü duyan" anlamında İblis; secde etmeyiş sebebi olarak da "beni ateşten,
onu ise çamurdan yarattın" diyerek hükümsüz bir bahane ve kendisince geçerli
bir gerekçe gösterdiği ve Hz.Âdem'i cennetten çıkarmaya çalıştığı andan itibaren
de Şeytan adını almıştır. Dolayısıyla İblis ve Şeytan, davranışlarına paralel
olarak, ona sonradan verilen iki isimdir. Kur'an'da Hz. Âdem'e secde söz konusu
olan bütün âyetlerde özellikle "İblis" kelimesinin kullanılmış olması, bu görüşü
desteklediği gibi, âyetlerde kullanılan kelimelerin yerli yerince seçilişi ve
Kur'an'ın yüce üslûbu hakkında bir fikir de vermektedir.

"Şeytan" kelimesi; azgınlıkta, şer ve kötülükte
emsalsiz olan, şerir ve inatçı anlamına gelen her azgına verilen bir cins
isimdir. Şeytan kelimesinden, daha çok, cin cinsinden olan cin şeytanı
anlaşılırsa da, kötü ruhlu insanlara da bu ad verilir. Dolayısıyla, kötü ruhla
alakası olan, görülen veya görülmeyen her kötü ve haktan uzak ve insanları
sapıttıran şeylere şeytan ismi verilir. Cin şeytanı olduğu gibi, insanlardan da
şeytanlar vardır. İnsan ve insan şeytanı görüldüğü halde, ruhta gizlenen kötülük
görülmez; eserleri ile bilinir. Bu sebeple, şeytan isminden, genel olarak, gizli
ve kötü bir kuvvet, kötü ve habis ruh anlaşılır.     

İnsan şeytanı, cin şeytanına tâbi, ona bağlıdır.
Yaratılışta her cins, bir "ilk fert" ile başladığından, "şeytan" denilince, bu
cinsin ilk ferdi olan ve atası sayılan ilk şeytan, yani "İblis" akla gelir.
İblis, şeytanın özel ismidir. Allah'a isyan ederek kibirlenip böbürlenen ve
insan neslinin ilk ferdi Adem (a.s.)'e secde etmeyen İblis, ilk şeytandır,
şeytanların atasıdır. Şeytan cinlerdendir.

"Hani Biz meleklere, ‘Adem'e secde edin'
demiştik de, İblis'ten başkası hemen secde etmişti. O, cin'den idi.  Rabbinin
emrine karşı gelmişti." (Kehf: 18/50;
Bakara: 2/34)

Şeytan, kötülüğün, küfrün, zulmün, şirkin
temsilcisidir. Allah'a ilk isyan eden varlık şeytandır. Allah şeytana kıyamete
kadar yaşama hakkı vermiştir. Yani kıyamete kadar ölmeyecek, devamlı olarak
Allah'ın kullarını doğru yoldan çıkarmak için çalışacaktır.

Şeytan, insanı hak yoldan, selim fıtrattan
aldatma ve çarpık gösterme sayesinde uzaklaştırabilmektedir. İnsanı gurura,
hayale, çirkini güzel görmeye sevk eden şeytan iç dengeleri alt üst eder ve
gerçeğin çehresini değiştirir. İnsanın doğruyu-yanlışı, hakkı-bâtılı fark
edememesi böyle başlar ve bu gidiş, sapma, uçuruma yuvarlanmayla son bulur.
Şeytanın kullandığı en büyük silâh, insanı gurura sevketmektir. Gururun esas
anlamı, aldanmak ve bu aldanışla eşya ve olayları çarpık görmektir. O halde
şeytanın başarısı, onun kuvvetinde değil; insanın kuvvetlerini, insanın aleyhine
kullanabilmesinden kaynaklanıyor.

"Şeytan insanlara, vaatlerde bulunur, onları
hayale sevk eder. Ve şeytan insanlara gururdan/aldanmadan başka bir şey  vaat 
etmez." (Nisâ: 4/120; İsrâ: 17/64) 



Şeytanın bu gururu istismar etmesine, daha ilk
insanın sürçmesi anlatılırken dikkat çekilmiştir.[1]



Şeytan, insanı Allah yolunda infak etmekten
fakirlikle korkuturak caydırdığı gibi[2]; 
bâtıl  yolda  saçıp  savurmayı,  israfı  körükler. 

"Şu  bir  gerçek  ki,  israfla  saçıp
savuranlar, şeytanın kardeşleridir ve şeytan, Rabbine karşı çok nankördür."
(İsrâ: 1727)

Aynı şekilde şeytan her türlü haramı ve
aşırılığı, fahşâyı, sosyo-psikolojik bozuklukları emreder.[3]
Şeytanın yaydığı bozukluklardan biri de fâizdir. Fâiz yiyenler, şeytanın
çarpmasına uğramış kişilerdir.[4]
   

 

 





[1] Bkz.
A'râf: 7/20.





[2]
Bakara: 2/268.





[3]
Bakara: 2/268; Nur: 24/21.





[4]
Bakara: 2/275; Ahmet Kalkan, Kur'an
Kavram Tefsiri.