Fecir | Konular | Kitaplar

Hamr'ın Haram Kılınması

Hamr

Hamr'ın Haram Kılınması:

Bütün içkilerin ve
uyuşturucuların zararlı olduğunu herkes bilir. Aklı başında olan hiç kimse
‘hamr'ın insana zararlı olmadığını iddiâ edemez. "İnsan vücudunun alkole de
ihtiyacı vardır" diyenler, yalnızca demogoji yapmış olurlar. İnsan, vücudunun
ihtiyaç duyduğu mineralleri çeşitli sebze ve meyvelerden alır. İnsan vücudunun
karbona ihtiyacı vardır ama, karbon demek olan kömürü kimse yemez. Vücudun
demire de ihtiyacı vardır ama hiç kimse bu ihtiyacından dolayı demir kemirmeğe
kalkışmaz.
İçkinin zararlı olduğu
bilindiği ve bunun zararını herkes gördüğü halde ilk çağlardan beri yapılmakta
ve içilmekte; insanların çoğu da hâlâ içmeye devam etmektedir. Bu gün dünya
genelinde içki tüketiminin korkunç boyutlarda olduğunu görmekteyiz. Bazı
ülkelerde su yerine alkollü içki içilmektedir. Dünyada kişi başına düşen içki
tüketimi ürkütecek boyutlardadır. İçki aleyhine yapılan kampanyaların fazla bir
etkisi olmamaktadır. (Zâten bu kampanyalar, direkt veya film vb. şekilde dolaylı
olarak yapılan reklamlara oranla pek önemli de değildir.)
İşin garibi Kur'an'a inandığını
söyleyen toplumlarda bile içki tüketimi çağımızda giderek artmaktadır. İslâm
içkiyi kesin bir dille yasaklıyor, içenleri tehdit ediyor, içki içmeyi imana
zarar veren şey olarak niteliyor. Ancak günümüz müslümanları, İslâm'ın birçok
hükmünü eğip büktükleri gibi, içki karşısındaki duyarlılığı da yitiriyorlar.
İslâm'ın yasakladığı ve hoş görmediği birçok davranış Batı kültürünün etkisiyle
onların da hayatına giriyor. Fâize müslümanlardan bazıları başka bir isim
vererek, bazıları câiz diye fetvâ vererek, kimileri de günahını önemsemeyerek
fâiz alıp veriyorlar. Kumara; toto, loto, piyango, at yarışı, sayısal, şans
oyunu deyip takılıyorlar. Tesettüre; çağdaşlık, moda, kamusal alanda yasak deyip
uymuyorlar. Bunun gibi bazıları da içki içmeyi, neredeyse kişiliği tamamlayan,
normal bir davranış olarak kabul etmektedir. Peygamberimiz buyuruyor ki:
"Ümmetimden bir grup, ‘hamr'ı (sarhoşluk veren içecekleri) kendi taktıkları bir
adla helâl kılmaya çalışırlar." (Dârimî, Eşribe 8, hadis no: 2106)

İslâm, içki içmeyi (hamr'ı)
büyük günahlardan saymakta ve kesin ifâdelerle yasaklamaktadır. Bilindiği gibi,
İslâm beş ana maddenin korunmasını hedef almıştır. Bunlardan biri de akıldır.
Akıl, ya yanlış ve bâtıl fikirlerle bozulur, ya da sarhoşluk verici şeylerle.
Allah'ın insana verdiği her şey bir emânettir. Akıl, can, mal, sağlık, beden,
toprak, gökyüzü, çocuk ve benzerleri. İnsan bu emânetleri en güzel şekilde
korumalıdır. Bu emânetlere zarar veren, onların yapısını bozan davranışlardan
kaçınmalıdır. Bu emânetleri tehlikeye düşürmemelidir. İçki yasağı, akıl nimeti
ve emânetini koruma konusunda çok önemli bir tedbirdir.
Bu yasak, aynı zamanda bir
sınamadır. İnsan, yapısı açısından hem takvâya hem de hevâya (nefsinin
isteklerine) uymaya meyillidir. İster ki, hoşuna giden şeylere sahip olsun,
onlardan yararlansın. Ama dünya hayatı bir imtihandır. Kişi birtakım
davranışlarına sınır koymazsa, fazilete ulaşamaz. Canının istediğini yapmaya
devam ederse, Kur'an'ın sakındırdığı, günah, isyan, sapıklık, azgınlık, şirk ve
küfür gibi hatalara düşebilir. Allah (c.c.) bazı davranışlardan râzı olmaz.
Bunları da elçileri aracılığıyla insanlara bildirmiştir. Hem fıtratı/kişiliği
korumak, hem Allah'ı râzı edip sınavı kazanmak, hem de verilen emânetleri
korumak için, yasaklara kulak vermek gerekir.