Fecir | Konular | Kitaplar

Hadis-i Şeriflerde İçki

Hadis

Hadis-i Şeriflerde İçki

"Her sarhoşluk veren şey
‘hamr'dır. Ve her hamr (sarhoş edici) haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe
etmeden, onun tiryakisi olduğu halde tevbe etmeden ölürse, Âhirette (Âhiret)
şarabı (içeceği) içemez." (Buhârî, Eşribe 1, Edeb 80, Ahkâm 21, 22, Meğâzî
60; Müslim, Eşribe 72-75, hadis no: 2003; Ebû Dâvud, Eşribe 5, hadis no: 3679;
İbn Mâce, Eşribe 9, 13, 14; Muvattâ, Eşribe 11, hadis no: 846; Tirmizî, Eşribe
1, hadis no: 1861; Nesâî, Eşribe 21-22, 40, 49, 53)
"Ümmetimden bir grup,
‘hamr'ı (sarhoşluk veren içecekleri) kendi taktıkları bir adla helâl kılmaya
çalışırlar." (Dârimî, Eşribe 8, hadis no: 2106)
"İçki bütün
kötülüklerin anasıdır" (Nesâî, Eşribe 44)
"...İçki içme. Çünkü içki,
bütün şerlerin/kötülüklerin anahtarıdır." (İbn Mâce, hadis no: 4034)
"... Sarhoşluk vereni
içmeyin; her sarhoşluk vereni haram kıldım." (Nesâî, Eşribe: Tefsîru'l-Bit'i
ve'l-Mizr
"... İnsanı sarhoş edip
namazdan alıkoyacak her içki haramdır." (Müslim, Eşribe 70)
"Çoğu sarhoş eden şeyin azı
da haramdır." (Tirmizî, Eşribe 3; Ebû Dâvud, Eşribe 5; Nesâi, Eşribe 25)
"Her kim zehir içerek
kendini öldürürse, cehennem ateşinde ebedî kalarak dtaima o zehri içmekle meşgul
olacaktır." (Buhârî, Tıb 56; Müslim, İman 175; Ebû Dâvud, Tıb 11; Tirmizî,
Tıb 7; Mesâî, Cenâiz 68; İbn Mâce, Tıb 11)
"Allah Teâlâ hastalığı da
ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedâvi
olun. Ancak haram olan şeyle tedâvi olmayın." (Ebû Dâvud, Tıbb 11, hadis no:
3874)
"Allah sizin için haram
kıldıklarında şifâ yaratmamıştır." (Tâc, c. 3, s. 212)
"Alkollü içkiler devâ değil;
derttir." (Câmiu's Sağîr, 1/72)
"Allah, alkollü içkileri
içen kişiye Cehennem'de azab göreceklerin irinlerini içirmeye and içmiştir."
(Tâc, c. 3, s. 145)

"Allah'a ve âhiret gününe
iman eden kimse, üzerinde içki içilen sofraya/masaya asla oturmasın!" (Tirmizî,
Edeb 43; Ebû Dâvud, Et'ıme 18)
"Hamr (sarhoşluk veren içki
ve uyuşturucu) içenin kalbinden iman nuru çıkar." (Kütüb-ü Sitte, cilt 8, s.
169)
"Üç kişi cennete giremez:
Deyyûs (karısını kıskanmayan), erkekleşen kadın ve içki düşkünü." (Kütüb-ü
Sitte, 8/169)
"Allah şaraba (alkollü
içkilere), yapanına, yaptıranına, taşıyanına, taşıtanına, alım satımında
bulunanına, parasını yiyenine, kendisi için satın alınanına, garsonuna ve
içenine lânet etti." (Tirmizî, Büyû' 58; İbn Mâce, Eşribe 6; Ebû Dâvud,
Eşribe 2)
"Zinâ eden, zinâ ettiği anda
mü'min değildir. Hırsızlık eden, çaldığı anda mü'min değildir. Şarap içen,
içtiği anda mü'min değildir." (Buhârî, Mezâlim 30, Eşribe 1; Müslim, İman
100-104; Ebû Dâvud, Sünnet 15; Nesâî, Kat'u's-Sârik 1, Kasâme 49; İbn Mâce,
Fiten 3; Dârimî, Eşribe 11; Ahmed bin Hanbel, II/317)
"İçki içilmesini yasaklayan
Allah Zülcelâl, içkinin alım ve satımını da haram kılmıştır." (Müslim, hadis
no: 930)
"Allah bir şeyi haram
kılınca, onun bedelini de haram kılar." (Ebû Dâvud, Büyû' 38, 63, 64)
"Şüphesiz Allah içkiyi haram
kılmıştır. Bu âyeti (5/Mâide, 90) haber alıp da yanında içki bulunan kimse,
ondan içmesin ve satmasın..." (Müslim, Müsâkât, 67; Buhârı, Megâzî, 51; Büyû,
105, 112; Müslim, Büyû', 93; Fer', 8; İbn Mâce, Ticârât, 11; Ahmed bin Hanbel,
II/213, 362, 512, III/217, 324, 326, 340)
"Haramla beslenen vücut
(cennete girmez;) ona ancak ateş yaraşır." (Mişkâtu'l Mesâbih, hadis no:
2787; Keşfu'l Hafâ, hadis no: 2632)
"...Bir kimse ellerini
semâya kaldırarak: 'Ya Rabbi, ya Rabbi, diye duâ eder. Halbuki, yediği haram,
içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa, duâsı nasıl kabul
edilir?" (Müslim, Zekât, 65; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an, 3173; Dârimî, Rikak
2720)
"Bilmiş ol ki, haramdan
gıdasını alıp büyüyen bir ete ancak ateş evlâdır." (Tirmizî, Salât 429,
hadis no: 609; Dârimî, Rikak 60, hadis no: 2779)
"Öyle bir devir gelecek ki,
insanoğlu, aldığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak."
(Buhârî, Büyû' 7, 23; Nesâî, Büyû' 2). Rezîn rivâyetinde şu ziyâde vardır:
"... Böyle kimselerin hiçbir duâsı kabul edilmez."
"Sana şüphe veren şeyi
bırak, şüphe vermeyeni yap! Doğruluk gönül rahatlığı, yalan ise kuşkudur." (Tirmizî,
Sıfatu'l-Kıyâme 22, hadis no: 2637; Nesâî, Eşribe 50, hadis no: 5677; Dârimî,
Büyû' 2, hadis no: 2535)
"Ey insanlar, şüphesiz ki
Allah, Tayyib'dir. Tayyibden (temiz, hoş ve helâl olandan) başka bir şey kabul
etmez. Allah, mü'minlere de, Rasullere emrettiği şeyi emreder: ‘Ey Rasuller,
helâl olan şeylerden yiyin ve sâlih amellerde bulunun. Çünkü Ben, sizin
yaptıklarınızı bilirim. (23/Mü'minûn, 51) ve "Ey iman edenler, size
verdiğimiz rızıkların tayyiblerinden (helâl ve hoş/temiz olanlarından) yiyin.'
(2/Bakara, 172) buyurmuştur." dedi. Sonra devam etti: "Bir kimse
(Hak yolunda) uzun sefere çıkar, saçları dağılmış, toza-toprağa bulanmış bir
halde ellerini semâya kaldırarak: ‘Yâ Rabbi, Yâ Rabbi' diye duâ eder. Halbuki
yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, kendisi haramla beslenmiş olursa,
böyle birinin duâsı nasıl kabul edilir?" (Müslim, Zekât 65; Tirmizî,
Tefsîrul'l-Kur'an 3, hadis no: 3173; Dârimî, Rikak 9, hadis no: 2720)
"Muhakkak insanlara öyle bir
zaman gelecek ki, o vakit kişi eline geçirdiği malı helâldan mı, yoksa haramdan
mı kazandığını düşünmeyecektir." (Buhârî, Büyû' 35; Nesâî, Büyû' 2, hadis
no: 4432; Darîmî, Büyû' 5, hadis no: 2539)

"Kimin üzerinde din kardeşinin ırzı, namusu
veya malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü
gelmeden önce o kimseyle helâlleşsin. Yoksa kendisinin sâlih amelleri varsı,
yaptığı zulüm miktarınca sevaplarından alınır, (hak sahibine verilir.) Şayet
iyilikleri yoksa, kendisine zulüm yaptığı kardeşinin günahlarından alınarak onun
üzerine yükletilir." (Buhârî,
Mezâlim 10, Rikak 48)
"Her müslümanın öteki
müslümana kanı, ırzı (nâmusu) ve malı haramdır." (Müslim, Birr 32; Tirmizî,
Birr 18)
"Kuşları ürkütüp
isimlerinden, seslerinden ve hareketlerinden mânâlar çıkarmak, uğursuzluğa
inanmak, kum üzerine çizgiler çizerek geleceğe yönelik hükümler çıkarmak bir
çeşit sihir ve kehânettir." (Ebû Dâvud, Tıb 23; Ahmed bin Hanbel, III/477,
V/60)
"Gerçekten Allah, çalışıp
kazanan mü'min kulunu sever." (İbn Kesir, c. 4, s. 397)
"İnsanların yediği şeylerin
en temizi (helâli), kendi kazancından olanıdır ve kişinin çocuğu onun
kazancındandır." (Ebû Dâvud, Büyû' 77, hadis no: 3528; İbn Mâce, Ticâre 1,
hadis no: 2137-2138; Nesâî, Büyû' 1, hadis no: 4427-4430; Tirmizî Ahkâm 22,
hadis no: 1372; Dârimî, Büyû' 6, hadis no: 2540)
Enes bin Mâlik (r.a.) şöyle
diyor: "Hamr haram edildiği zaman ben, Ebû Talha'nın evindeki bir topluluğa
şarap sunuyordum. Çünkü ben onların en küçüğü idim. O gün onların içtikleri
hamr, büsr ve temr (karışımı) idi. Birinin, 'Şarap haram kılındı' diye
bağırdığını duyduk. Medine sokaklarında (şarap) aktı. Ebû Talha bana 'Dışarı çık
da bu dök!' dedi. Çıkıp döktüm..." (Müslim, Eşribe 41)