Fecir | Konular | Kitaplar

3) Sigara ve Benzeri

3

3) Sigara ve Benzeri:

Tütün, 15. Asırdan sonra yeni
dünyadan İslâm ülkelerine girmiş, o zamandan beri de İslâm ulemâsı tütünün hükmü
üzerinde durmuşlardır.
1- Tütünün mubah
olduğunu söyleyenler, zararı olmadığı ve Şârî' tarafından men edilmediği
deliline dayanmışlardır. Halbuki:
a- Sigaranın zararı,
bugün ilmen kesin olarak bilindiği için zararsız denemez.
b- Şârî'in men
etmediğini söylemek de isabetli değildir. Çünkü Şârî' her haramı ismen
zikretmemiştir. Hüküm kaynakları yalnız sarîh ve hususî nasslar değildir.
Nasslarda geçenlerin haram kılınış sebeplerine (illetlerine) bakılarak yapılan
kıyaslar ve diğer istidlâl yolları vardır.
2- Sigara içmek
mekruhtur diyenlerin dayanağı, kıyasla sabit bir hükme "haram" demekten
çekinmeleri ve sigaranın zararları hakkında kesin bilgi sahibi olmamalarıdır.

3- Sigara içmek
(özellikle tiryakilik) haramdır diyenlerin mesnedi zarar, israf ve nafaka
mükellefiyetidir. Zarar: Sigara hem içenin sıhhatine, hem de yanında
bulunanların sıhhat ve rahatına zarar vermektedir. Rasul-i Ekrem (s.a.s.):
"Ne doğrudan ne de karşılık olarak zarar vardır" (Ahmed bin Hanbel, Müsned,
5/327; Muvattâ, Akdiye, 31; İbn Mâce, Ahkâm 17) buyurarak zarar vermeyi men
etmiştir. Allah Teâlâ da "Kendinizi elinizle tehlikeye atmayın..."
(2/Bakara, 195), "kendinizi öldürmeyin..." (4/Nisâ, 29) buyurmuştur. Malı
faydasız yere harcamak da israftır. "Yiyin, için; isrâf etmeyin" (7/A'râf,
31) âyeti ile "Peygamber (s.a.s) malın boşa harcanmasını yasakladı" (Buhâri,
Zekât 18; Husûmât 3, İ'tisâm 3; Müslim, Akdiye 14) hadisi, isrâfı haram
kılmaktadır. Nafaka mükellefiyeti: Kocalar, babalar ve muhtaç yakınlarına bakan
erkekler, nafaka (onların yiyecek, giyecek, mesken, tedâvi... ihtiyaçlarını
temin) ile mükelleftir. Çoluk çocuğunun nafakasından keserek sigaraya para
vermek haramdır.
Netice olarak denebilir ki: Bu
üç sebepten birisinin gerçekleştiği yer, zaman ve durumda sigara içmek haramdır.
Bunlar gerçekleşmez ise mekruhtur. Her iki durumda da sigaranın içilmemesi,
terkedilmesi dince gereklidir. Nargile ve enfiye gibi alışkanlıkların hükmü de
sigara alışkanlığı gibidir.
Rabbimiz'in âyetleri ve
Peygamberimiz'in açıklamaları ile belirlenen bütün bu haramlar, şüphesiz,
mü'minlerin sağlığını koruma hikmetine dayanmaktadır. Bu yasaklara uymanın,
-hâşâ- Allah'a bir katkısı olmaz, O âlemlerden müstağnîdir, hiçbir şeye ihtiyacı
yoktur. Allah'ın hududuna riâyet edip haram ve helâllere itaat, insana dünya ve
âhirette çok şey kazandıracaktır.
Yukarıda açıklanan maddeler
dinimizde yasaklandığı gibi, İslâm'da kişinin hastalanması ve ölümüne sebep
olabilecek zehirli, uyuşturucu ve zarar verici her çeşit maddeleri kullanmak,
bunları yemek ve içmek de haram kılınmıştır. Sigara gibi zararları tıbben sâbit
olmuş maddeleri kullanmak din açısından mahzurludur. Mü'minler, dinlerini
koruyabilmek için helâllığı ve haramlığı şüpheli olan maddelerden de kaçınmakla
yükümlüdürler. "Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyene sarıl! Doğruluk
gönül rahatlığı, yalan ise kuşkudur." (Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyâme 22, hadis
no: 2637; Nesâî, Eşribe 50, hadis no: 5677; Dârimî, Büyû' 2, hadis no: 2535).
"Muhakkak helâl belli, haram da bellidir. Lâkin aralarında helâle de harama da
benzer şüpheli şeyler vardır ki, onları insanların çoğu bilmez. Şüpheli
şeylerden kaçınan bir kimse; dinini, ırzını (insanî kıymetini) korumuş olur.
Şüpheli şeylere dalan bir kimse, harama düşme tehlikesindedir. O, tıpkı sınır
kenarında hayvan otlatan ve nerede ise yasak yerde otlatacak bir çoban gibidir.
Bilin ki, her hükümdarın hudûdu vardır; Allah'ın sınırları ise haramlardır..."
(Buhârî, İman 45, Büyû' 5; Müslim, Müsâkat 107-108; İbn Mâce, Fiten 14,
hadis no: 3984; Nesâi, Büyû' 2, hadis no: 4431; Tirmizî, Büyû' 1, hadis no:
1219; Ebû Dâvud, Büyû' 1, hadis no: 3329-3330; İbn Mâce, Fiten 3984)
Doktorların,
özellikle mü'min ve uzman doktorların, hastaları için sakıncalı görüp
yasakladıkları maddelerin hastalar tarafından yenilip içilmesi de haramdır
(2/Bakara, 195; 4/Nisâ, 29).