Fecir | Konular | Kitaplar

Vahdet; Özlenen Birlik ve Bütünlük.

Vahdet



Vahdet; Özlenen Birlik ve Bütünlük

 

"Vahdet", "tevhid" kelimesi ile aynı
köktendir; ikisi arasında kopmaz bir bağ vardır. Tevhid, birlemek; vahdet de
birleşmek demektir. Allah'ı birlemeyen, tevhide iman edenlerle birleşemeyeceği
gibi; vahdet anlayışından ve ahlâkından mahrum insanın da gerçek muvahhid olması
beklenemez.

Vahdet Zarûrîdir. Çünkü;

Kur'an vahdeti emretmektedir. "Hep
birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a, Kur'an'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın..."
(3/Âl-i İmrân, 103)"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra
parçalanıp ihtilâf ederek ayrılığa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için pek
büyük bir azap vardır." (3/Âl-i İmrân, 105) "Dinlerini parça parça edip
gruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi
ancak Allah'a kalmıştır, sonra Allah onlara yaptıklarını haber verecektir."
(6/En'âm, 159) "Allah'a ve Rasûlüne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin.
Sonra korkuya kapılırsınız da rîhınız (rüzgârınız, gücünüz, devletiniz) gider.
Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir." (8/Enfâl, 46)
"...Müşriklerden olmayın; Ki onlardan dinlerini parçalayanlar ve kendileri de
bölük bölük olanlar vardır. (Bunlardan) her fırka/grup, kendi yanındakiyle
böbürlenmektedir." (30/Rûm, 31-32) "Mü'minler ancak kardeştirler."
(49/Hucurât, 10)

 

Sünnet vahdeti emretmektedir.
"Allah'ın eli cemaatle beraberdir." (Tirmizî, Fiten 7, hadis no: 2166, Humus
1966; Nesâî, Tahrîm 6) "Cemaat rahmet, tefrika (ayrılık çıkarma) azaptır."
(Ahmed  bin Hanbel, 4/145, 278) "Bereket, cemaatle beraberdir." (İbn
Mâce, Et'ıme 17)"Cemaatten bir karış ayrılıp sonra ölen kimse câhiliyye ölümü
ile (küfür üzere) ölmüş olur." (Buhârî, Fiten 2) "Cemaatle kılınan namaz,
bir insanın tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir."
(Buhârî, Ezân 30, Salât 87; Müslim, Mesâcid 245)

Akıl vahdeti emretmektedir. Tek
başımıza kaldıramadığımız ağır bir yükü, elbirliğiyle birleşerek kaldırabiliriz.
Dâvânın hâkim olması, küfre ve zulme kıyâm edilmesi gibi birkaç kişinin
kaldıramayacağı cihad yükünü de ancak birleşerek yerine getirebiliriz. Tek tek
kırabildiğimiz ok gibi çubukları, büyük bir demet yapılınca kıramayacağımız
gibi, sürüden ayrılıp tek kalanı kurdun yediği gibi, bireysellik cinden ve
insandan şeytanların tuzaklarına kolay düşürür, vahdetten uzak insan, onların
kolay avı olur.

Tarih vahdeti emretmektedir. Başta
Benî İsrâil olmak üzere, nice eski kavimler tefrika yüzünden acı mağlûbiyetler
tatmışlar, niceleri tarihten silinmişlerdir. Beylikler dönemindeki durum ile
Osmanlılar arasındaki fark ve yine ırkçılık, milliyetçilik gibi ümmetin
vahdetini bozan fikirlerle tek ümmet ve büyük tek devletten küçük küçük 87
ülkeye ayrılmış, ciddî ağırlıkları olmayan günümüz müslüman dünyasının durumu,
ibret almak için yeterlidir.

Günümüzün/çağımızın konumu vahdeti
emretmektedir. Avrupa ülkeleri, aralarındaki sınırları kaldırıp Avrupa Birliği
adı altında hemen bütün güçlerini birleştirmektedir. Birleşmiş Milletler, Nato
vb. ittifakların konumu ve ağırlığı göstermektedir ki bugün işbirliği ve ittifak
yapan, birleşen uluslar yarınlara hâkim olabilecektir.

Ekonomi vahdeti emretmektedir.
Müslümanların kalkınması, sömürü ve kapitalizmin zulüm çarklarından kurtuluşu,
kendi ekonomik güçlerini birleştirip ortaklaşarak ticârî kuruluşlar, holdingler
kurmalarını gerektirmektedir. Devir, bakkal devri olmaktan çıkıp süper ve hiper
marketler devri olmuştur. Bu da kapitalist vampirlerin mü'min kanı emerek
azgınlaşmaması açısından müslümanların vahdetini gerektirmektedir.

Mevcut müslümanların konumu, din
düşmanlarının tavrı vahdeti emretmektedir.  Kısa bir müddet önce Afganistan ve
Çeçenistan'ın Ruslar, Bosna Hersek'in Sırplar, Filistin'in siyonistler
tarafından resmen işgali ve bunlardan daha acı olan kâfirlerin yerli işbirlikçi
İslâm düşmanları tarafından devletlerinin işgali, onların yönlendirdiği
medyanın, çevre şartlarının, eğitimin oluşturduğu fitne ve fesadın mü'minlerin
gönüllerini ve kafalarını işgali, mü'minlerin birleşmelerinden başka yollarının
olmadığını haykırıyor. Mü'minler birleşip birer kova su dökseler,  İsrail'i sel
alıp götürür. Emperyalizmin orta doğunun kalbine hançer gibi sapladığı kan



içici İsrail'in ve dünyaya yayılmış
siyonizmin vahşeti, vahdetin hemen ve her yerde gerçekleşmesini farz-ı ayın
kılıyor.

Tecrübe vahdeti emretmektedir.
Yüzlerce senedir müslüman halk kültürünün ortak ürünü olan atasözleri, bu
deneyimi aktarır: "Nerde birlik, orda dirlik."  "Bir elin nesi var? İki elin
sesi var."  "Tek el, kendini yumaz."

Matematik vahdeti emretmektedir. Alt
alta dizilen/yazılan meselâ dört tane 1, en fazla 4 ederken; aynı safta dizilen,
yan yana gelen dört tane 1ise, 1111 (bin yüz on bir) edecektir. Dört tane 1'in
yanyana gelip birleşmesi, 1111'in gücüne eşitlenecektir. 

Dünya huzuru vahdeti gerektirmektedir.
Fesat ve kargaşanın, tefrika ve sürtüşmenin gereksiz tartışma ve ihtilâfın,
eleştiri bombardımanının olduğu ve bireyselciliğin öne çıkıp herkesin sadece
kendini düşündüğü yerde huzur olmayacak; kardeşlik ve vahdetin, ittifak ve
cemaatin olduğu yerde ise huzur olacaktır.



Âhiret saâdeti vahdeti gerektirmektedir. Cennete ancak vahdetle ulaşılabilir.
"Mü'min olmadan cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmeden de mü'min
olamazsınız." "Sizden biri, kendisi için sevdiği şeyi kardeşi için de
istemedikçe (gerçek) mü'min olamaz." (Buhârî, İman 6; Müslim, İman 71;
Nesâî, İman 19; Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyâme 60; İbn Mâce, Mukaddime
9)