Fecir | Konular | Kitaplar

İlmin Sınırları

İlmin Sınırları



İlmin Sınırları

 

İnsan olarak bizim ilmimizin, bilme
gücümüzün bir sınırı vardır. Çünkü zaten vahyin dışındaki bilgi vasıtaları olan
duyularımızın ve aklımızın gücü sınırlıdır.  Duyu organlarımızın ve aklımızın
bizi yanılttığı durumlar da söz konusudur. İnsanın bilgi bakımından bazen
yanılabileceği, hoşlanıp sevdiği bir şeyin aslında şer; hoşlanmadığı bir şeyin
de gerçekte hayır olabileceği ifade edilerek, "Allah bilir; fakat siz
bilmezsiniz." (2/Bakara, 216) şeklinde kesin hüküm verilir. İnsan,
bilgisinin sınırını idrâk ederek, kavrayamadığı gerçeklerin de bulunabileceğini
kabul etmelidir. Gerçek, sınırsız ve mutlak ilim sahibi sadece Allah'tır. Tüm
mahlukat, O'nun yaratmasıyla var olduğu gibi, aklımız, organlarımız da maddî ve
manevî güçlerimiz de Yaratıcımızın verdiği kadardır. İnsan, ancak aklının erdiği
ve çalışması oranında bilir, daha ilerisini bilemez. Bu varlık âlemi içinde
insanın bildiği birkaç damla ise, bilmediği bir okyanustur. Hatta insanlar,
bildiklerini sandıkları konularda bile tam ve mutlak bir bilgi sahibi
olamıyorlar. Bilgiler eşyanın ve hadiselerin yüzeyinde kalıyor, iç yüzüne nüfuz
etmek için sarf edilen gayretlerin sonu acze varıp dayanıyor. (22)