Fecir | Konular | Kitaplar

Kur'ân-ı Kerim'de İmam Kavramı

Kur



Kur'ân-ı Kerim'de İmam Kavramı
 
Kur'ân-ı Kerim'in adlarından
biri de ‘Ümmü'l Kitab'dır. Yani kitapların anası, kaynağı, kökü.[1]
Kur'ân-ı Kerim, aynı zamanda ‘İmâmü'l Mübîn'dir. Yani apaçık önder, yol
gösterici, birleştirici, önde olandır. ‘İmam', Yâsin Sûresinde, kaderin
yazıldığı yer, Levh-i Mahfuz anlamında kullanılmıştır.[2]
Kur'anda; takvâ sahiplerine önder olma isteği ve bu konudaki duâ övülmüştür.[3]
Demek ki imam (lider, önder) olmak bir nimet ve bir şereftir.
Kur'ân-ı Kerim, Hz. İbrâhim
(a.s.)'e, ‘insanların imamı' sıfatını vermektedir. İbrâhim (a.s.), büyük
peygamberlerdendir ve Tevhidin babası sayılmaktadır. O bu mânâda bütün
insanların önderidir. Yahûdiler ve hıristiyanlar günümüzde bile İbrâhim (a.s.)'i
severler.[4]
İbrâhim (a.s.) soyundan gelen peygamberler de insanlığa birer imamdır.[5]

‘İmam', etrafında bir topluluk
(ümmet) toplayan, onları peşinden götüren, onlara yol gösteren insandır. İmam
makamında olan önderler, insanları hidâyete ve kurtuluşa götürdükleri gibi,
peşine takılanları ateşe sürükleyenler de vardır.[6]
Bunlar, "eimme-i küfr"dür, küfrün imamları, kâfirlerin önderleridir. Fazîletli
insanlara, mü'minlere, takvâ sahiplerine imam olmak ne kadar şerefli bir rütbe
ise, inkârcılara ve günahkârlara imam olmak da o kadar şerefsiz ve aşağılık bir
iştir. Kıyâmet günü bütün insanlar, kendilerine yol gösteren veya peşinden
gittikleri, izini takip ettikleri imamlarıyla (önderleriyle) beraber
diriltilecek ve o şekilde hesaba çekileceklerdir.[7]

"İmam" kelimesi, Kur'ân-ı
Kerim'de tekil olarak 7[8],
çoğul olarak da 5[9]
olmak üzere toplam 12 yerde geçmektedir. İmam kelimesi, bu âyetlerde şu
anlamlarda kullanılmıştır:
1) İyilik önderleri:
Kur'an'da "imam" kavramı, daha çok önder, iyilik önderleri anlamında kullanılır.
Bazı peygamberler imam olarak vasıflandırılır[10],
bazı iman edip takvâ sahibi kimselerin muttakîlere imam olmak için duâ ettikleri
vurgulanır.[11]
Tüm bu âyetlerdeki kullanım, iyilik önderleri anlamındadır.
2) Kötülük önderleri:
Kur'an, küfrün imamlarıyla savaşılmasını emreder.[12]
Yine, bazı yöneticiler, insanları ateşe çağıran imamlardır.[13]
İnsanlara önderlik edenlerin bir kısmı, onlara kötülük yaparak dünyada huzursuz
eden ve âhirette cehenneme sürükleyen kimseler olabilir. Meselâ, Firavun,
kötülük timsali önder olarak gösterilir.[14]
Bu âyetlerdeki imam kavramı, kötülük önderi anlamındadır.
Görüldüğü gibi imam kavramı,
genel olarak hak önderleri anlamında kullanıldığı halde, küfrün lider ve
önderleri için de kullanılır. "İmam" lafzı mutlak (genel) anlamda kullanıldığı
zaman, bâtıl imamlara kullanılmaz. Kur'an'da küfür imamlarının anlatılması, hep
kayıtlı olarak ("küfür imamları" şeklinde) gelmiş, mutlak bir ifade ile (sadece
"imam" şeklinde) kullanılmamıştır. Kâfirler imam/önder olamayacaklarından,
kâfirlerin önderlerine mutlak olarak "imam" ismi verilemez; ancak "kâfirlerin
imamları" şeklinde kullanılır.   
3) Kitap ve
peygamber: Kur'an'da "imam" kavramına, önder anlamının yanında, kitap ve
peygamber mânâsı da verilir.[15]

4) Levh-i Mahfuz:
İmam kelimesinin Kur'an'da diğer bir anlamı, Levh-i Mahfuz'dur.[16]
Levh-i Mahfuz; Allah tarafından takdir olunmuş şeylerin yazılı olduğu mânevî
levha, kitap demektir.
5) Yol: İmam
kelimesi, bir âyette de yol anlamına kullanılmıştır.[17]
Yola imam denilmesi, yolun uyulup izlenmesiyle ilgilidir.  
İmam Kelimesinin Geçtiği
Ayetler:  
"Bir zamanlar Rabbi
İbrâhim'i birtakım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince; 'Ben
seni insanlara imam/önder yapacağım' demişti. 'Soyumdan da (imamlar/önderler
yap, yâ Rabbi!)' dedi. Allah: 'Ahdim zâlimlere ermez (onlar için söz vermem)'
buyurdu." (Bakara: 2/124)
"Eğer antlaşmalarından sonra
yeminlerini bozarlar ve dininize saldırırlarsa, küfrün imamlarına/önderlerine
karşı savaşın. Çünkü onların yemin (diye bir şeyleri) yoktur. (Onlara karşı
savaşırsanız) umulur ki küfre son verirler." (Tevbe: 9/12)
"Rabbin
tarafından gelmiş açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şâhidin
izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir imam/önder ve bir rahmet olarak Mûsâ'nın
Kitab'ı (elinde) bulunan kimse, (inkârcılar gibi) midir? Çünkü bunlar, ona
(Kur'an'a) inanırlar..." (Hûd: 11/17)[18]
"Eyke halkı da gerçekten
zâlim idiler. Fakat Biz, onlardan da intikam aldık. Bu yerlerin ikisi de (Eyke
ve Hicr) açık bir imam/yol üzerindedir." (Hıcr: 15/78-79)
"Her insan topluluğunu,
imamları/önderleri ile birlikte çağıracağımız günde kimlerin amel defterleri
sağından verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel
defterlerini okurlar." (İsrâ: 17/71)
"Ona (İbrâhim'e), İshak'ı ve
fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; her birini sâlih insanlar
yaptık. Onları, emrimiz uyarınca doğru yolu gösteren imamlar/önderler yaptık ve
kendilerine, hayırlı işler yapmayı, namaz kılmayı, zekât vermeyi vahyettik.
Onlar, Bize ibâdet eden kimselerdi." (Enbiyâ: 21/72-73)
"Ve onlar (iman edip tevbe
edenler), ‘Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve
bizi takvâ sahiplerine imam/önder kıl!' derler." (Furkan: 25/74)
"Biz istiyoruz ki, o
yeryüzünde müstaz'aflara (güçsüz düşürülenlere) lütufta bulunalım, onları
imamlar/önderler yapalım, onları vârisler kılalım (ötekilerin yerini
aldıralım)." (Kasas: 28/5)
"Onları (Firavun ve
askerlerini) (insanları) ateşe çağıran imamlar/öncüler kıldık. Kıyâmet günü
onlar yardım görmeyeceklerdir." (Kasas: 28/41)
"Sabrettikleri ve
âyetlerimize yakînî olarak (kesin bir şekilde) iman ettikleri zaman, onların
içinden, emrimizle doğru yola ileten imamlar/rehberler yaptık." (Secde:
32/24)  
"Şüphesiz ölüleri ancak Biz
diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zâten
Biz, her şeyi apaçık bir imam/kitap (olan Levh-i Mahfûz'da) sayıp yazmışızdır."
(Yâsin: 36/12)
"Ondan önce de bir rahmet ve
imam/rehber olarak Mûsâ'nın kitabı vardır. Bu (Kur'an) da, zulmedenleri uyarmak
ve muhsinlere/iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisânıyla indirilmiş,
doğrulayıcı bir kitaptır." (Ahkaf: 46/12)[19]              

 

 



[1]
Zuhruf: 43/1-4.



[2]
Yâsin: 36/12.



[3]
Furkan: 25/74



[4]
Bakara: 2/124.



[5]
Enbiyâ: 21/73.



[6]
Tevbe: 9/12; Kasas: 28/41.




[7]
İsrâ: 17/71-72. Hüseyin K. Ece, İslâm'ın Temel Kavramları, s. 302. Ahmet
Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.



[8]
el-Bakara: 2/124; Hûd: 11/17; el-Hicr: 15/79; el-İsrâ: 17/71; el-Furkân:
25/74; Yasîn: 36/12; el-Ahkâf: 46/12. 





[9]
et-Tevbe: 9/12; el-Enbiyâ: 21/73; el-Kasas: 28/5, 41; es-Secde: 32/24.





[10]
Bakara: 2/124.



[11]
Furkan: 25/74.



[12]
Tevbe: 9/12.



[13]
Kasas: 28/41.



[14]
Kasas: 28/39-41.



[15]
İsrâ: 17/71.



[16]
Yâsin: 36/12.



[17]
Hicr: 15/79.




[18]
Ayette, insanların uyduğu kitap ve benzeri şeyler için de imam ifadesi
kullanılmıştır. Buna göre devlet başkanına, halifeye bir birlik komutanına,
bir toplumun öncüsüne de imam denir.

İnsanlar kendilerine uyup fikirleri etrafında
toplandıkları için, büyük İslâm bilginlerine, müctehidlere de imam
denmiştir. İmam Azam, İmam Şâfiî, İmam Mâlik gibi.

Abdullah Yücel, Şamil İslam Ansiklopedisi:
3/142.



[19]
Ahmet Kalkan, Kur'an Kavram Tefsiri.