Fecir | Konular | Kitaplar

Münkeri Takbih

Münkeri Takbih



Münkeri Takbih:
 
Az yukarıda kaydettiğimiz bir
hadiste Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) mü'mini, şartlar ne olursa olsun,
münkeri (kötülüğü) kim işlerse işlesin mutlaka kalben de olsa fenalığa karşı
tavır takınmaya, aksülamel göstermeye mecbur tutmaktadır. İmamdan sâdır olan
münkerler sebebiyle itaatsizlik ve isyan tecviz edilmemiş olmakla berâber, gücü
yeterse eliyle, diliyle; yetmezse kalbiyle olsun aksülamel göstermesi
istenmektedir. Bu söylediğimizi şu rivayette daha vâzıh olarak görmemiz
mümkündür: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün şöyle dedi:
"Sizin üzerinize öyle
kimseler imam olacak ki, bâzı davranışlarını güzel bulup memnûn kalacaksınız,
bâzı davranışarını da çirkin bulacaksınız. Kim kötü olduğunu söylerse (müdâhane
ve nifaktan) kendini korur. Kim de (dil ile söylemekle beraber kalben)
buğzederse ilâhî mesûliyetten kurtulur. Kim de (bu fena işlerden, büyüğümüz
yapmıştır diyerek) memnun kalır ve onlara uyarsa helâke gider."
"Ey Allah'ın Resûlü bu fâsık
imamlarla harb edelim mi?" diye sorulduğu zaman da:
"Hayır, namaz kıldıkça
(itaatten ayrılmayın)" cevabını verdi."
Müslim'de gelen bir başka
rivayette. "Âmirlerinizden birinde kerih addettiğimiz bir şey (davranış, söz
vs.) görürseniz, onun amelini kerih görmeye devam edin, fakat itaatten elinizi
çekmeyin" diyerek kabih olanı takbih ile itaati birbirinden vâzıh olarak
ayırmıştır.[1]




 




[1]
İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/294.