Fecir | Konular | Kitaplar

Genel Çizgileriyle İmansızlık (Küfür)

Genel Çizgileriyle İmansızlık



Genel Çizgileriyle
İmansızlık (Küfür):

 

İmansızlık halk dilinde, inançsızlık
itikadsızlık demektir. İmansız kişi dinsiz sanılmaktadır. Oysa dinsizlik ile
imansızlık farklı şeylerdir.

[1]



İslam akâidinde imansızlığın (yani küfrün)
çeşitli tanımları ve açık­la­maları vardır. Örneğin gerçeklerin tümüne birden
inanmamak imansız­lığa neden olduğu gibi, gerçeklerin en az birine inanmamak,
onlardan bi­rini çarpıtmak, aşağılamak ve çirkin nitelemek  de imansız­lık için
yeterli bir ne­den oluşturur. Hatta bir kimse Kur'an gerçekleri­nin tümüne
kalben inan­makla birlikte onlardan en az birini red ve in­kar etmekle de yine
imansız (kâfir) sayılır. Yani mümin ve müslüman niteliğini kaybeder. Eğer zâten
önceden mümin değilse kişi, böyle bir kanaata sahip bulun­makla imansızlı­ğında
saplanmış olarak kalır; Yok eğer doğuştan mümin olarak yetişmiş, ya da sonradan
hidâyet bularak İslam'a girmiş bulunma­sına rağmen yukarıda açıklanan sapkın
kanaat­lardan birini yeniden be­nimsemiş ise o da artık mümin ve müslüman
değildir.

Bilindiği üzere kimlik kartlarındaki "din"
hanesinde yazılı "islam" sözcüğünün, gönül dünyasıyla hiç bir ilişkisi yoktur.
Bilakis kuru bir forma­litedir. Nitekim çocuk daha bir­kaç günlük bebekken
düzenlenen bu kartlara, "islam" kelimesi âdetâ otomatik olarak işlenmektedir ki
çocuğun irâdesiyle bu kartların içeriği arasında her­hangi bir bağ kurmak mümkün
değildir. Dolayısıyla bu kart­ları taşıyan nice insan vardır ki müslümanların
arasında  (onların kimli­ğine bürünerek) ya­şayabilmekte, bu sayede
müslümanların mah­rem top­lantılarına, hatta cami­ler ve Mescid'ul-Harâm gibi
kutsal me­kanlara kadar bile rahatça sızabilmek­tedirler. Bu durum onların
müs­lüman olduğu an­lamına gelmediği gibi on­lara, bilerek bu hak ve özgürlüğü
ta­nı­yanların da mümin ve müslüman olduğunu söylemek herhalde yanlıştır. 



İmansızlık, akâid âlimleri tarafından küfür,
şirk, nifak zındıklık ve ir­ti­dâd adları altında ele alınarak işlenmiştir.
Kur'ân-ı Kerim'de kâfir­lerden, müşriklerden ve münafıklardan çok söz
edilmektedir. Dolayısıyla küfür, şirk ve nifak hakkında Kur'ân-ı Kerim'den
yeterli derecede bilgi edinmek mümkündür. Zındıklık kelimesi ise Kur'ân-ı
Kerim'de geçmemektedir. Kelile ve Dimne'nin ünlü mütercimi (bazı rivâyetlere
göre yazarı) Abdullah b. Mukaffa' zındıklıkla suç­landığına göre bu
kelimenin çok eski­den kullanıldığı anlaşılmaktadır. İslamın doğuşunu izleyen
ilk asırlarda (Dışından mümin, içinden kâ­fir)  olan­lara zındık deniliyordu.
Sonraları, ya­bancı inançları İslam'a bu­laştıran ya da bu tür sapkın itikadlara
bağlanan ki­şilere zındık denilerek bu nite­lik, onları münafıklardan ayırmak
için kul­lanılmıştır.

Şimdi de bu kavramların ne anlama geldiğini,
aralarında ne gibi fark­lar bulunduğunu ve kimlerin kâfir, kimlerin müşrik,
kimlerin münâfık, kim­lerin mürted ve kimlerin zındık durumuna düşerek İslam'ın
dışında kal­dı­ğını ayrı ayrı inceleyelim.

[2]



 

 




[1]
Bk. Dinsizlik

 




[2]
Ferit Aydın, İslam'da İnanç Sistemi, Kahraman Yayınları:105-106.