Fecir | Konular | Kitaplar

Havarilerin Kimler Olduğu Konusunda Bile İttifak Yoktur

Havarilerin Kimler Olduğu Konusunda Bile İttifak Yoktur



Havarilerin Kimler Olduğu Konusunda Bile İttifak
Yoktur:

 

Sinoptik İnciller on iki havarinin ismini
birlikte verirken, Yuhanna İncili bunların ismini (on iki olarak) birlikte
vermez. Ayrıca Sinoptik İncillerde (Matta, Markos, Luka) verilen isimler
konusunda tam bir mutabakat sağlanabilmiş değildir. Matta ile Markos'da şu
isimler yer almaktadır: Petrus, Andreas, Zebedi oğulları Yakub ile Yuhanna,
Filipus, Bartalamay, Tomas, Matta, Alfay oğlu Yakub, Taday, Yurtsever Simun,
Yehuda İskaryot. Luka İncilinde sayılan isimlerden onuncu isimde farklı bir
durum vardır. Matta ve Markos'da onuncu isim "Taday" iken, Luka'da bu onuncu
isim Yakub oğlu Yehuda'dır (Matta, 10/2-4; Markos, 3/13-19; Luka, 6/12-16).
Yuhanna'nın ilk havâriler arasında ismini zikrettiği Natanyel, Sinoptik
İncillerde yer almamaktadır. Daha on iki havarinin ismi üzerinde bile bir
ittifak sağlayamayan bu dört İncilin sıhhatine nasıl inanalım?

On iki havari ile ilgili olarak İncillerde
dikkat çeken çok önemli bir husus daha vardır. On iki havarinin isimleri
arasında, daha sonra Hz. İsa'yı ihbar edecek olan Yehuda İskaryot'un da ismi
geçmektedir. İncillerde bu Yehuda'nın hâin ve günahkâr olduğu, Hz. İsa'nın
dilinden onun, "İnsanoğlunu ele verenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı
daha iyi olurdu" (Matta, 26/24, s. 30) diye belirtildiği halde, yine aynı
İncillerde içlerinde bu hâin Yehuda'nın isminin de bulunduğu on iki havari için,
Hz. İsa'nın şöyle söylediği zikredilmektedir: "İsa da onlara dedi: Doğrusu size
derim: İnsanoğlu her şeyin yenilenmesinde, izzetinin tahtına oturacağı zaman,
siz ki benim ardımca gelenlersiniz, siz de İsrailin on iki sıptına hükmederek on
iki taht üzerinde oturacaksınız." (Matta, 19/28, s. 22). Âhirette veya gelecekte
on iki havari, on iki tahta oturup on iki İsrail kabilesini yargılayacağına göre
ve bu on iki kişi arasında Yehuda'nın da adı zikredildiğine göre, tahtlardan
birine oturup bir İsrail kabilesini yargılayacaklardan biri de bu hâin Yehuda
olacaktır. Halbuki Hz. İsa, kendisini ihbar edecek olan bu kişi için "Doğmasa
daha iyi olurdu" dememiş miydi? Bu açık bir çelişki değil midir? Bu konuda Matta
İncilinin 19. bâbı ile ile 26. bâbı, açıkça birbirleriyle çelişkili durumdadır.



Havarilerden Petrus
ile ilgili olarak Hz. İsa bir yandan, ona İlâhî bir pâye vererek "Ne mutlu sana
Yunus oğlu Simun, bu sırrı sana açan insan değil, göklerdeki babamdır. Ben de
sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben babamın topluluğunu bu kayanın
üzerine kuracağım... Göklerin egemenliğinin anahtarını sana vereceğim" (Matta,
16/17-19) diye ona hitap etmekte ve onu kendi yerine vekil bırakacağını haber
vermektedir. Bu bapta yazılanlara göre Hz. İsa, Petrus'a İlâhî bir pâye
verirken, aynı bâbın birkaç cümle sonrasında Petrus'un, konuşmaları yüzünden Hz.
İsa'yı azarlaması sebebiyle Hz. İsa'nın ona, "Çekil önümden şeytan! Sen yolumda
engelsin, senin düşüncelerin Tanrı'nın değil, insanın düşünceleridir" (Matta,
16/23; Luka, 12/9) dediği ileri sürülmektedir. Matta İncilinde yer alan bu
çelişkili ifadeler, İncillerin ne kadar güvenilir ve sağlam olduklarını açıkça
göstermektedir. Matta İncili 16. bâbın 19. cümlesinde "Bu sırrı sana göklerdeki
babam açtı... Göklerin egemenliğinin anahtarını sana vereceğim" diye Petrus'a
hitap eden Hz. İsa, nasıl oluyor da aynı bâbın 23. cümlesinde "Senin
düşüncelerin Tanrı'nın düşünceleri değil... Çekil önümden şeytan" diye aynı
Petrus'a hitap etmiş oluyor?

Hz. İsa, Matta ve Luka İncillerinde kendisini
inkâr edenleri kendisinin de inkâr edeceğini ifade ederek şöyle söylemektedir:
"İnsanların önünde beni açıkça kabul eden herkesi, ben de göklerde olan babamın
önünde açıkça kabul edeceğim. İnsanların önünde beni inkâr edeni, ben de
göklerde olan babamın önünde inkâr edeceğim" (Matta, 10/32-33). Halbuki daha
önce ilâhî bir pâye verdiği Petrus'un tutuklandığı gece, kendisini inkâr
edeceğini ona: "Bu gece horoz ötmeden önce sen beni üç kere inkâr edeceksin"
(Matta, 26/34; Markos, 14/30; Luka, 22/34; Yuhanna, 13/38) diyerek haber
vermişti. Buna göre Hz. İsa, bir yandan, kendisini inkâr edenleri, kendisinin de
inkâr edeceğini söylerken, öbür yandan Petrus'a, "sen beni bu gece üç kere inkâr
edeceksin" diyerek ona hitap etmektedir. İncillerin beyanına göre, gerçekten
tutuklama gecesinde Petrus, Hz. İsa'yı üç kere inkâr etmiştir. Petrus Hz. İsa'yı
inkâr ettiğine göre, Hz. İsa'nın da göklerdeki babasının önünde Petrus'u inkâr
etmesi gerekmektedir. Madem ki Hz. İsa "Beni inkâr edeni ben de inkâr edeceğim"
demiştir ve Petrus da onu insanların önünde inkâr etmiştir. Öyleyse onun da
Petrus'u inkâr etmesi kaçınılmazdır. Halbuki İncillerde geçen diğer pasajlara
göre Hz. İsa, Petrus'un kendisini üç kere inkâr etmesine karşılık, bırakın onu
inkâr etmeyi, kendisine pâyelerin en büyüğünü vererek onu kendi yerine vekil
bırakmaktadır.

İncillere göre Hz. İsa, tutuklanıp çarmıha
gerildikten sonra yeniden dirilerek havarilerine görünmüş ve bu sırada Petrus'a,
"Kuzularımı otlat" (Yuhanna, 21/15, s. 118) diyerek onu kendi yerine vekil
bıraktığını açıklamıştır. Netice olarak "Beni inkâr edeni ben de inkâr edeceğim"
diyen Hz. İsa, bu dediğinin aksine kendisini inkâr eden Petrus'u inkâr etmemiş
oluyor.

Muharref İncillerde Petrus'un inkârıyla ilgili
olarak bu belirttiğimizin dışında başka çelişkiler de vardır. Matta'ya göre,
"Sen İsa ile birlikte değil miydin?" diye soru soranların birincisi bir hizmetçi
kız, ikincisi başka bir hizmetçi kız, üçüncü olarak bu soruyu soran ise orada
oturmakta olan bir grup insandır (Matta, 26/69-75, s. 31-32). Bu İncile göre
üçüncü sorunun sorulmasından ve Petrus'un üçüncü inkârından sonra horoz bir kere
ötmüştür. Markos İncili, diğer İncillerden farklı olarak, tutuklama gecesinde Hz.
İsa'nın Petrus'a: "Bu gece horoz iki kere ötmeden önce sen beni üç kere inkâr
edeceksin" (Markos, 14/30, s. 52) dediğini nakletmektedir. Diğer İncillerde
horoz bir kere öterken Markos İncilinde iki kere ötmektedir. Markos İnciline
göre, Petrus'a "Sen İsa ile birlikte değil miydin?" diye soru soran birinci
şahıs, hizmetçi kızdır. Aynı soruyu ikinci olarak soran şahıs yine aynı kızdır.
Soruyu üçüncü olarak soran, o sırada orada oturan gruptur. Bu İncile göre
birinci inkârından sonra horoz birinci kere ötmüş, ikinci ve üçüncü inkârdan
sonra ikinci olarak ötmüştür (Markos, 14/66-72, s. 53). Luka'ya göre Petrus'a
soruyu soran birinci kişi hizmetçi kızdır. İkinci olarak soran ise "başka
biri"dir. Bu "başka biri"nin erkek mi, kadın mı, hizmetçi mi, yoksa başka bir
meslek sahibi mi olduğu Luka İncilinde açıklanmamıştır. Luka'da soruyu üçüncü
olarak soran, oradaki oturan grup değil, o gruptan biridir (Luka, 22/56-60, s.
87). Yuhanna İnciline göre soruyu birinci olarak soran, kapıcı kızdır. Bu İncile
göre soruyu ikinci olarak soran bir kişi değil, birkaç kişidir. Soruyu üçüncü
olarak soran, diğer İncillerin aksine bir grup değil, başkâhinin kölelerinden
biridir (Yuhanna, 18/17-27, s. 114).

Şimdi sormak gerekiyor: Petrus'un bu üç inkârı
sırasında horoz bir kere mi, yoksa iki kere mi öttü? Petrus'a soruyu birinci
olarak soranın, hizmetçi kız olduğunda dört İncilde ittifak sağlanabilmiş, ama
ikinci ve üçüncü olarak soruyu soran, başka bir hizmetçi kız mı, yoksa birinci
olarak soruyu soran aynı hizmetçi kız mı? Soruyu soran bir kişi mi, yoksa birden
fazla kişiler mi? Soruyu üçüncü olarak soranlar orada oturan bir grup insan mı,
yoksa o gruptan biri mi, yahut başkâhinin kölesi mi? Bir olay hakkında bu kadar
farklı ve çelişkili bilgi veren bu İncillere nasıl güvenilebilir, bunların İlâhî
vahiy ürünü olarak havariler tarafından hatasız olarak yazıldıkları nasıl kabul
edilebilir?