Fecir | Konular | Kitaplar

Şarap İyi mi, Kötü mü?.

Şarap İyi mi



Şarap İyi mi, Kötü mü? 



 

"Şarap aklı alır." (Hoşea, 4/11, s. 858). "Zina,
ve eski şarapla yeni şarap aklı alır." (Hoşea, 5/11, s. 858). "(Yahya) Çünkü
Rabbın sözünde büyük olacak, şarap ve içki içmeyecek" (Luka, 1/15, s. 56).
"Kırallar için değildir, ey Lemuel! Şarap içmek kırallar için değildir; Ve içki
aramak emîrler için değildir. Ta ki, içip de şeriati unutmasınlar, Ve bütün
düşkünlük oğullarının hakkını saptırmasınlar." (Süleymanın Meselleri, 31/4-5, s.
657). Buna rağmen, Yuhanna'ya göre, İsa, düğünde şarabı biten kimsenin sularını
şaraba çeviriyor ve çokça şarap içilmesine yardım ediyor (Yuhanna, 2/1-11, s.
93). İncillere göre şarap kutsal: Komünyon (Matta, 26/26-29, s. 30). Nuh sarhoş:
Tekvin, 9/20-22, s. 8; Lut sarhoş: Tekvin, 19/30-36, s. 17)

Dört İncil dikkatle incelendiği zaman, yukarıda
örnekleri gösterilen çelişki ve farklılıkların yanı sıra, onlarda daha başka
birçok farklılık ve çelişkilere de rastlamak mümkündür. Bu kadar çelişki ve
farklılığın bulunduğu, tutarsızlıklarla dolu bu dört İncil, nasıl oluyor da
Ruhu'l-Kudüs kendilerine tecellî etmiş ve vahye mazhar olmuş kimseler tarafından
hatasız, eksiksiz ve birbirini tamamlar mâhiyette yazılmış kitaplar olarak kabul
edilebiliyorlar? Bu çelişkiler, farklılıklar ve tutarsızlıklar, yoksa hata kabul
edilmiyor mu? Bunlardan bir tanesi dahi, içinde yer aldığı kitabın
güvenilirliğini zedelemeye yeterken, İncillerde bu tür yüzlerce eksik ve hatanın
bulunması, İncillerin senet ve metin yönünden sahih, kutsal kitaplar olarak
değerlendirilmesinin imkânsızlığını ortaya koymaz mı?

"Çünkü doğrusu size derim: Gök ve yer geçip
gitmeden, her şey vaki oluncıya kadar, şeriatten en küçük bir harf veya bir
nokta bile yok olmıyacaktır. Bundan dolayı bu en küçük emirlerden birini kim
bozar ve insanlara öylece öğretirse, göklerin melekûtunda kendisine en küçük
denilecektir." (Matta, 5/18-19, s. 4-5)

Kitab-ı Mukaddes'in son cümleleri şöyle biter:
"Bu kitabın peygamberlik sözlerini her işitene ben şehadet ediyorum: Eğer bir
adam bunlara bir şey katarsa, Allah, bu kitapta yazılmış olan belâları ona
katacaktır; ve eğer bir adam bu peygamberlik kitabının sözlerinden çıkarırsa,
Allah bu kitapta yazılmış olan hayat ağacından ve mukaddes şehirden onun payını
çıkaracaktır." (Vahiy, 22/18-19, s. 274)

Ve Kur'an'dan iki âyet meâli:

"Vay haline o kimselerin ki Kitab'ı elleriyle
yazarlar, sonra o yazdıkları şeyi az bir para karşılığında satmak için ‘Bu Allah
katındandır' derler. Ellerinin yazdıklarından ötürü vay haline onların! Yine,
kazandıklarından ötürü vay haline onların!"
(2/Bakara, 79)

"Hâlâ Kur'an üzerinde gereği gibi
düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda
birçok ihtilâf/tutarsızlık bulurlardı."
(4/Nisâ, 82)

Ahd-i Cedid'deki bu ve benzeri çelişkiler
yanında, birbirinden tümüyle kopye, daha doğrusu % 100 plagiarizm, yani çalmalar
da vardır. Meselâ Matta, 9/6, s. 9;
Markos, 2/10-11, s. 36; Luka, 5/24, s. 63: Kelimesi kelimesine tekrardır;
parantezler bile aynıdır. "Fakat İnsanoğlunun yeryüzünde günahları bağışlamak
kudreti olduğunu bilesiniz diye (o vakit inmeliye dedi): Kalk, yatağını kaldır
da evine git." (Matta, 9/6, s. 9; Markos, 2/10-11, s. 36; Luka, 5/24, s. 63).
Yine üç İncilde şu benzerliklere bakalım: "Çünkü İşaya peygamber tarafından:
‘Çölde çağıranın sesi: Rabbin yolunu hazırlayın, Onun yollarını düz edin.' Diye
kendisi için söylenmiş olan budur." (Matta, 3/3, s. 3) "İşaya peygamberde:
â€˜İşte, senin yüzün önünde habercimi gönderiyorum, O, senin yolunu
hazırlıyacaktır; Çölde çağıranın sesi: Rabbin yolunu hazırlayın, Onun yollarını
düz edin' diye yazıldığı üzre..." (Markos, 1/2-3, s. 35)  "Nasıl ki, İşaya
peygamberin sözleri kitabında yazılmıştır: ‘Çölde çağıranın sesi: Rabbin yolunu
hazırlayın, Onun yollarını düz edin. Her dere doldurulacak, Her dağ ve tepe
alçaltılacaktır; İğri olan doğrulacak, Sarp yollar düz olacaktır; Ve bütün beşer
Allahın kurtarışını görecektir." (Luka, 3/4-5, s. 60). (Halbuki dipnot çıkılarak
gösterilen â€˜İşaya, 40/3-4, s. 702, alıntılarla tümüyle aynı değil!).

Şu ifadeler de iki İncilde kelimesi kelimesine
aynıdır: "Fakat Ferisiler ve Sadukilerden bir çoğunun vaftiz için geldiklerini
görünce, onlara dedi: Ey engerekler nesli, gelecek öfkeden kaçmağı size kim
gösterdi? İmdi, tövbeye yakışır semere çıkarın, ve: Babamız İbrahimdir, diye
içinizden düşünmeyin; çünkü ben size derim ki, Allah İbrahime şu taşlardan evlât
kaldırabilir. Zaten balta da ağaçların kökü dibinde yatıyor; imdi, iyi meyva
vermiyen her ağaç kesilir ve ateşe atılır." (Matta, 3/7-10, s. 3) "İmdi kendisi
tarafından vaftiz olunmak için çıkıp gelen kalabalıklara dedi: Ey engerekler
nesli, gelecek öfkeden kaçmağı size kim gösterdi? İmdi tövbeye lâyık semereler
çıkarın, ve: Babamız İbrahimdir, diye içinizden söylemeğe başlamayın; çünkü size
derim ki, Allah şu taşlardan İbrahime evlât kaldırmağa kadirdir. Zaten balta da
ağaçların kökü dibinde yatıyor; imdi iyi meyva vermiyen her ağaç kesilir, ve
ateşe atılır." (Luka, 3/7-10, s. 60). Hem de, iki İncilde de, 3. bölüm, 7-10.
cümlelere nasıl denk gelmiş? ‘Bu cümlelerin aynı olması normal, ikisi de aynı
hakikati yazıyor' denilecek olursa; peki, o zaman bu bir-iki örnek aynı
cümlelerin dışında İncillerin diğer yerleri niye farklı? Sorusuna cevap bulmak
gerekiyor. Halbuki bu İnciller, farklı zamanlarda yaşayan farklı kişiler
tarafından yazılmıştır. İki İncil yazarından biri diğerinden çalmıştır. Ama,
hangileri, kimden çalmıştır, bu belli değil. Bu hırsızlığı Allah'a, Allah'ın
değiştirilmemiş vahyine yakıştırabilir miyiz?