Fecir | Konular | Kitaplar

Servet Düşmanlığı ve Tembellik.

Servet Düşmanlığı ve Tembellik

Servet Düşmanlığı ve Tembellik


"Size diyorum: Ne yiyeceksiniz, yahut ne
içeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için kaygı
çekmeyin." (Matta, 6/25, s. 6). Bir lokma bir hırka felsefesinin temeli muharref
İncillerdeki Hz. İsa'nın şu sözlerine dayanmaktadır: "İsa şakirtlerine dedi: Ne
yiyeceksiniz diye hayatınız için, ne giyeceksiniz diye bedeniniz için kaygı
çekmeyin. Çünkü hayat yiyecekten ve beden giyecekten daha üstündür. Kargalara
bakın, onlar ne ekerler, ne de biçerler, ne kilerleri ve ne de ambarları var,
Allah onları besler, sizler kuşlardan ne kadar daha değerlisiniz." (Luka,
12/22-24, s. 74). İnciller, kaderci, tevekkülcü, dünyadan tamamıyla el etek
çekmeye dayalı bir görüşü insanlara telkin etmektedir. Hıristiyanlığa göre dünya
için çalışmak, mal mülk sahibi olmak kâmil insan olmaya engeldir. Bu konuda
muharref İncillere göre Hz. İsa şöyle söylüyor: "Eğer kâmil olmak istersen git,
neyin varsa sat ve fakirlere ver, göklerde hazinen olacaktır ve gel, benim
ardımca yürü." (Matta, 19/21, s. 21)

Hz. İsa zenginlik hakkında şunları
söylemektedir: "Yine size derim: Devenin, iğne deliğinden geçmesi, zengin adamın
Allah'ın melekûtuna girmesinden daha kolaydır." (Matta, 19/24, s. 21). Bu
sözleriyle o, zenginler cennete giremez, cennete girmek isteyenler fakir
olsunlar, mallarını mülklerini terketsinler demek istemektedir. Bir başka
konuşmasında Hz. İsa insanlara: "Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin
ki, orada güve ve pas yeyip bozar ve orada hırsızlar delip girerler ve çalarlar.
Fakat kendinize gökte hazineler biriktirin ki, orada ne güve, ne de pas yeyip
bozar ve hırsızlar orada ne deler ve ne de çalarlar." (Matta, 6/19-20, s. 6). Bu
sözlerin mânâsı, açıkça "mal mülk biriktirmeyin, hazinelerinizi, kiler ve
ambarlarınızı doldurmayın, dünya için çalışmayın" demek değil midir? Muharref
İncillerin bu şekilde konuşturduğu Hz. İsa, bize göre bu gibi sözleri asla
söylemiş olamaz. (Şaban Kuzgun, Dört İncil, Farklılıkları ve Çelişkiler, s.
295-296)